Kişinin şiddet görmesi sonucunda, hastane tarafından düzenlenen belgeye darp raporu denir. Bu şiddetin türü fizikseldir.
Fiziksel şiddete uğrayan mağdur, olayın ardından karakola, jandarmaya, hastaneye veya savcılığa başvurarak darp raporu alınmasını isteyebilir. Tıbben “genel adli muayene raporu” olarak adlandırılan bu raporda özellikle mağdurun vücudunda yer alan darp izlerine ilişkin bilgiler detaylı bir şekilde yer almalıdır.
Darp raporu hem adli işlemler hem de tazminat için önemli bir kanıttır. Bu sebeple son derece önemlidir.
Darp raporunda yer alan tespitler o tarihte meydana gelen ve suçun işlendiğine kanıt olarak gösterilebilecek olan kızarıklık, morarma, şişlik, çizik, kanama, kırık, ezilme, incinme, yara, yanık vs. yaralanmalardır. Meydana gelen ve darp raporuyla kesinleşen bu yaralanmaların mağdurun suçu işlediğini iddia ettiği kişi tarafından işlenip işlenmediğinin tespiti de önemlidir. Bu sebeple failin tespiti; tanık beyanları, kamera ve fotoğraf kayıtları veya ses kayıtları ile ispat olunabilir.
Darp raporu için hastaneye yapılan başvurularda sağlık personelinin suçu bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. TCK’ya göre, görevini gerçekleştirirken bir suçun işlendiğine dair belirti ile karşılaşan sağlık mesleği mensubu, durumu yetkililere bildirmelidir. Aksi halde bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Darp Raporu Nasıl Ve Nereden Alınır?
Fiziksel şiddete maruz kalan kişi; karakola, jandarmaya, hastaneye veya savcılığa başvurarak hakkında darp raporu alınmasını isteyebilir. Bu açıdan bakıldığında darp raporu 2 şekilde alınabilir:
İlk olarak; fiziksel şiddete maruz kalan kişi kolluk kuvvetine başvurabilir. Kolluk kuvvetine başvuran mağdur, hastaneye sevk edilerek hakkında darp raporu alınması sağlanır.
İkinci olarak; fiziksel şiddete maruz kalan kişi doğrudan sağlık kurumlarına giderek hakkında darp raporu düzenlenmesini talep edebilir. Bu durumda da hastane bu durumu polise haber vermekle yükümlüdür.
Darp raporu alınması durumunda mağdura karşı TCK 86-87-88-89 maddelerinde yer alan suçlardan birinin işlendiği büyük oranda ispatlanmış olur. TCK madde 86 ve 89’da yer alan suçların basit halleri şikâyete tabidir. Bu sebeple kasten ve taksirle yaralama sonucu vücudunda hasarlar meydana gelen mağdur şikâyette bulunmazsa fail hakkında herhangi bir işlem yapılmaz. Ancak kasten yaralama suçunun nitelikli ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali, kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi hali ve taksirle yaralamanın nitelikli hallerinde şikâyet aranmaksızın re’sen işlem yapılır.
Darp raporunda yer alması gereken zorunlu temel unsurlar vardır. Bunlar; mağdurun kimlik bilgileri, raporu düzenleyen doktorun kimlik bilgileri, yaralanmaların yeri, niteliği ve şekli, yaralanmanın meydana geldiği tarih ve saat. Örnek bir darp raporu aşağıda yer almaktadır.
Darp Raporu Örneği
Yukarıda darp raporu örneği yer almaktadır. İşbu örnek somut olayın özelliklerine göre değişkenlik gösterebilir. Darp raporu alırken her hastanenin uygulaması da farklı olabilir. Raporda bedeni hasarların açık bir şekilde yazılması önemlidir.
Darp Raporunun Süresi Var Mı?
Kural olarak darp raporu almak veya alınan darp raporunu kullanmak için herhangi bir süre yoktur. Ancak gerçekleşen fiziksel şiddetin ardından bir an önce darp raporu alınması ispat açısından önemlidir. Nitekim fiziksel şiddetin gerçekleşmesinden bir süre sonra alınmak istenen darp raporu için vücutta bulunan bulgu veya lezyonların geçmiş olma ihtimali de bulunabilir. Darp izlerinin geçmiş olması da o olaya ilişkin darp raporunun alınamamasına yol açar.
Darbın gerçekleşmesi kasten veya taksirle yaralama şeklinde meydana gelebilir. Somut olayın özellikleri kasten ve taksirle yaralamanın nitelikli hallerini kapsamıyorsa bu suçlar şikâyete tabidir. Bu halde fiziksel şiddetin gerçekleşmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikâyette bulunulması gerekir. Bu sebeple gerçekleşen darp olayının ardından en geç 6 ay içerisinde şikâyette bulunulması gerekir.
Sonuç olarak; darp raporu almak veya alınan darp raporunu kullanmak için kural olarak herhangi bir süre şartı yoktur. Ancak fiziksel şiddetin hemen ardından alınan darp raporu gerçeğe daha yakın olacaktır. Bu sebeple darp raporu ne kadar kısa sürede alınırsa mağdur için o kadar iyidir.
Darp Raporu Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
Darp raporu, fiziksel şiddete maruz kalan mağdurda darp izlerinin bulunup bulunmadığını gösteren belgedir. Darp raporu, mağdur tarafından kendisine karşı fiziksel şiddetin gerçekleştiğini kanıtlamak için kullanılır.
Darp raporu alınırken dikkat edilmesi gereken ilk husus; darp fiilinin gerçekleşmesinin ardından en yakın sürede ilgili birimlere darp raporu almak için başvurmaktır. Nitekim bazı darp izleri geçici olabilmektedir. Bu sebeple darp fiilinin gerçekleşmesinin hemen ardından alınan darp raporu gerçeğe en yakını olacaktır.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise; muayene yapan doktorun tüm darp izlerini gördüğüne ve not ettiğine, raporda tüm darp izlerinin yer aldığına, darp izlerinin yeri, büyüklüğü ve derecesinin açık şekilde belirtildiğine emin olmak gerekir. Bu aşamada hekime darp izlerinin gösterilmesi ve rapora ekletilmesi adli süreç açısından önemlidir.
Darp fiilini gerçekleştiren fail hakkında suç duyurusunda bulunurken tüm delillerle birlikte darp raporunun da suç duyurusuna eklenmelidir. Ayrıca suç duyurusunda bulunurken tanık dinletilmesi ve olay yerinden görüntü kaydedilmiş olması da ispat açısından büyük önem taşımaktadır.
Son olarak; darp fiilinin gerçekleşmesinden sonra şikâyete bağlı suçlarda 6 aylık sürenin kaçırılmamasıdır. Darba dahil olan şikâyete tabi suçlar kasten ve taksirle yaralamanın basit hallerinden ibarettir.
Darp Raporu Aldıktan Sonra Süreç Nasıl İlerler?
Darp raporu alındıktan sonra veya ilk olarak kolluk kuvvetlerine başvurulmuşsa darp raporundan önce kolluk adli işlemlere başlar. Adli kolluk, şikâyete tabi olan suçlarda şikâyet yapıldığında, şikâyete tabi olmayan suçlarda ise derhal Cumhuriyet Savcısına durumu bildirir. Cumhuriyet Savcısının vereceği talimata göre ilk olarak mağdurun şikâyeti yazılı olarak kayda geçirilir. Bu aşamada mağdur, müşteki sıfatını alır. Ardından fail hakkında -yine Cumhuriyet Savcısının talimatına uygun olarak- davet veya yakalama emri çıkartılır. Bu aşamada fail ise şüpheli sıfatını alır.
Tüm bu prosedürün ardından şüpheli, mevcutlu veya serbest bırakılarak soruşturma evrakları Cumhuriyet Savcılığına sevk edilir. Cumhuriyet Savcısı, mevcutlu olarak sevk edilen kişi hakkında tutuklama talep edebileceği gibi tutuklama istemeden de soruşturmasına devam edebilir. Bunların ardından Cumhuriyet Savcısı, yaşanan olayı detaylıca inceleyip araştırdıktan sonra şüpheli hakkında iddianame düzenleyip düzenlemeyeceğine ve kamu davası açılıp açılmayacağına karar verir.