Hukuki Makaleler

Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Tck 157

Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Tck 157

Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Tck 157; TCK 157/1 hükmü, basit dolandırıcılık suçunu ve cezasını düzenlemektedir. Basit dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseden menfaat elde etmekle oluşur.

TCK Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Basit dolandırıcılık suçu işleyen fail, 1 ile 5 yıl arasında hapis cezasına ve ayrıca 5000 güne kadar adli para cezasına çarptırılır. Her iki ceza aynı anda uygulanabilir ve ortaya çıkan zarara göre para cezasının miktarında değişiklik yapılabilir.

Dolandırıcılık Suçunda Uzlaştırma

Dolandırıcılık suçunun basit hali uzlaştırmaya tabidir. Basit dolandırıcılık suçunda öncelikle tarafların uzlaştırılması yoluna gidilir; uzlaşma sağlanamazsa, dava açılarak yargılamaya devam edilir. Ancak, dolandırıcılık suçunun nitelikli hali uzlaştırmaya tabi değildir.

Uzlaştırma yapılmadan dava açılmış olması bozma sebebidir.

Yargıtay 11.CD 29.04.2024  tarih 2023-3855E-2024-5696K sayılı kararında;

“02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması nedeniyle, anılan Kanun’un 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi…” bozma sebebi sayılmıştır.

Dolandırıcılık Suçu Cezası Tck

Dolandırıcılık suçu TCK’nın157. maddesinde düzenlenir. Basit dolandırıcılığın cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 5.000 güne kadar adli para cezasıdır. 

TCK m.158’e göre nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen fail, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçun işlenmesi sırasında fail, hileli davranışlarda bulunur ve mağdurun güvenini kazanır. Belirli hallerde dolandırıcılık suçunun cezası arttırılır. Aşağıda sayılan nitelikli hallerde fail mağduru kandırmak amacıyla daha karmaşık, güven kazanıcı yöntemler kullanır ve çeşitli araçlardan faydalanır. Kanunda suçun nitelikleri aşağıdaki gibi sayılmıştır.

Dini İnanç ve Duyguların İstismarı: Fail, dini duyguları ve inançları kullanarak mağdurun güvenini kazanır ve bu güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık yapar. Dinin istismarı, inançların sömürülmesi anlamına gelir ve bu durum, suçu daha ağır bir hale getirir.

Yargıtay 11.CD 12.09.2023 tarihli 2021-13669E- 2023-5983K sayılı kararında;

“Sanığın, yolda yürüyen mağdurun yanına gelerek kendisini tanıdığı bir şahısmış gibi tanıttığı, kayınvalidesinin vefat ettiğini onun için ihtiyaç sahiplerine yardım yapacağını söyleyerek katılanı bir apartmanın önüne götürdüğü, burada kendisi apartmanın içine girip yanında kimliği tespit edilemeyen bir şahısla birlikte dışarı çıkarak mağdura 700,00 TL para verdiği ve mağdura \”yenge bizim yukarıda hocamız var, ona sorduk, yaptığımız yardımın kabul olması için değerli bir eşyanı bu paranın üzerine koyman gerek\” dedikleri, mağdurun bunun üzerine kolunda bulunan kilitli burma altın bileziği çıkartarak sanığa verdiği, sanığın bileziği paranın üzerine koyduktan sonra \”yenge ben bunu yukarıdaki hocamıza gösterip hemen geliyorum\” diyerek arkadaşı ile birlikte oradan ayrıldığı ve bir daha geri gelmediği iddia olunan olayda; haksız menfaatin katılanın dini inanç ve duygularının istismar edilmesi suretiyle elde edilmiş olduğu, bu itibarla sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,”

Kişinin Zor Durumunun Kullanılması: Fail, mağdurun içinde bulunduğu zor koşulları, sıkıntılı veya çaresiz durumunu kullanarak dolandırıcılık yapar. Mağdurun zayıflıklarından yararlanarak çıkar sağlamak, suçu nitelikli hale getirir.

Tehlikeli veya zor durumda olan kişiler, başkalarına güven duyma ve yardım isteme eğilimindedirler. Örneğin, doğal afet, trafik kazası veya hastalık gibi durumlarda kişinin çaresizliğinden yararlanmak daha kolaydır.

Fail; bir yakınının hastanede, karakolda veya cezaevinde olduğunu söyleyerek mağdurdan para ve eşya isteyerek onun merhamet ve acıma duygularını sömürmektedir. Tehlikeli durumun gerçekte var olmaması ancak mağdurun buna inandırılması, nitelikli halin uygulanması için yeterlidir. Neticede mağdur, gerçek bir tehlikenin varlığına inanır ve aldatılmış olur.

Yargıtay 15.CD 14.10.2014 tarih 2013-1489E- 2014-16308 K sayılı kararında;

Sanık …’ın, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ‘nin duruşma salonu önünde amcası olan … Selçuk ‘un duruşmasını izlemek üzere orada bekleyen önceden tanıdığı tanık … Altay’ın yanına gelip tutuklu olan amcasının tahliyesini sağlayacak tanıdıkları olduğunu, mahkeme başkanı … ‘ın memleketi olan Kalecik Belediyesi ‘ne iş makinası almak üzere para vermek gerektiğini söyleyerek diğer sanık … ‘in bürosuna görüşmeye davet ettiği, tanık … ‘in de tutuklunun eşi olan mağduri … ‘a durumu anlatması üzerine, suç tarihinde tutuklunun avukatı …, mağdur, avukatın kız kardeşi Sonay, tanık … ve tanık Yalçın Selçuk olduğu halde sanık … tarafından büro olarak kullanılan Sıhhiye ‘deki büroya geldikleri, sanık …’in mahkeme başkanı … ‘ın Kalecikli olup memleketini çok sevdiğini, belediyeye iş makinesi almak üzere 1.000.000 TL para talep ederek, bu parayı vermesi halinde mahkeme başkanı ile temas sağlayarak bir ay içinde tahliye işlemini sağlayacağını söylediği, verilecek paranın tahliye ile birlikte Yargıtay aşamasını da kapsayacağını ve mahkeme başkanına da pay verileceğini ima edecek şekilde bu teklifte bulunduğu, parayı nakit olarak talep ettiği, ancak mağdurun bu konuşmayı ciddi bulmaması nedeniyle talep edilen parayı sanıklara vermediği olayda eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir… sanıkların müştekinin “içinde bulunduğu tehlikeli veya zor şartlardan” yararlanmak suretiyle haksız bir yarar elde etmesinin gerekeceği; somut olayda müştekinin içinde bulunduğu durumun, gerçek ve yakın anlamda “tehlikeli veya zor şartlar” kapsamında kabul edilebilecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/2. maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden ayrıca aynı Kanunun 158/1-b madde ve fıkrası uyarınca sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi ceza miktarı itibarıyla sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.”

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması: Fail, dolandırıcılığı gerçekleştirirken kamu kurumlarının veya kuruluşlarının itibarını veya olanaklarını kullanır. Bu halde kamu kurumlarına olan güven zedelenir.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Noterde Satışı Yapılan Ayıplı Aracın İadesi

Yargıtay 11.CD 25.04.2024 tarih 2021-31995E- 2024-5466K sayılı kararında;

“Suç tarihinde mağduru ev telefonundan arayarak kendisini emniyet mensubu olarak tanıtan bir kişinin mağdura, kuyumcu soygunu olduğunu, kuyumcunun ağır yaralandığını, kimliğinin olay yerinde bulunduğunu, gelecek kişiye evde bulunan ziynet eşyaları ve parayı vermesini söylediği, bu sırada yanında bulunan komşusunun, arayan kişinin dolandırıcı olabileceğine ilişkin uyarısıyla mağdurun 155 Polis İmdat Acil Çağrı Merkezi’ni araması üzerine tedbir alan ve olayı takip eden kolluk biriminin sanığı yakaladığı iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın eyleminin, teşebbüs aşamasında kalan kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilerek temyize konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur. …Somut olayda, kamu kurum ve kuruluşlarının herhangi bir maddi varlığının kullanılmadığının anlaşılması karşısında, sanığa yüklenen ve sübutu kabul edilen eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında kalan ve suç tarihine göre lehe kabulle 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.”

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Olarak: Fail, dolandırıcılık yaparken kamu kurum ve kuruluşlarından haksız para alır veya aldığı borcu geri ödemez. 

Yargıtay 5.CD 19.12.2023 tarih 2020-4875E- 2023-12391K sayılı kararında;

“Mutemet olarak görev yapan sanığın hastanede çalışan personelin maaş dışındaki ek ödemelerinin yapılması için Döner Sermeye Saymanlığına gönderilen listelere hastanede görev yapmayan kişileri de ekleyerek fazladan para yatmasını sağladıktan sonra bankaya gönderdiği listelerden fazladan eklediği isimleri çıkardıktan sonra banka hesabında oluşan fazla parayı düzenlediği sahte talimatlarla bankadan çekerek mal edinmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, suça konu paraların görevi dolayısıyla sanığa teslim edilmediği, bu nedenle de fiillerinde yasal tevdi unsurunun gerçekleşmediği, hileli ve yasal olmayan yollarla haksız olarak menfaat sağlandığı anlaşılmakla, sanığın fiillerinin zincirleme biçimde kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek zincirleme basit zimmet suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması”

Basın-Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıklardan Yararlanılması: Fail, basın ve yayın kuruluşlarının geniş erişim imkanlarını kullanarak dolandırıcılık yapar. Medyanın gücünü kötüye kullanmak, suçu daha yaygın ve etkili hale getirir.

Yargıtay 11.CD 14.12.2021 tarihli 2021-31378E- 2021-12298K sayılı kararında;

“Sanığın, … internet sitesinde 99 TL’ye deri ceket, saat, kemer, cüzdan, gömlek, yelek, kravattan oluşan paketin satışı için ilan yayınladığı, katılanın ilanda yazılı telefon numarasını aradığı, 99 TL’ye tüm ürünlerin dahil olduğunun söylenmesi üzerine aynı gün sipariş verdiği, kapıda ödeme sistemi ile ödeme yapılarak alınan paketten eski bir pantolon ile ceketin çıktığı, sanığın bu şekilde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığın atılı eylemi işlediğini sabit gören mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş,”

Bilişim Sistemlerinin Kullanılması: Fail, bilişim teknolojilerini ve sistemlerini kullanarak dolandırıcılık yapar. Dijital araçların kullanılması, suçun takibini zorlaştırdığı için nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Yargıtay 11. CD 29.04.2024 tarih 2024-2293E-2024-5628K sayılı kararında;

“…müştekinin sahibinden.com sitesinde gördüğü ilan üzerine iletişime geçtiği GSM numarasının 0505 (…) (..) (..) olduğu, söz konusu hattın açık hat diye tabir edilen ve adres ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen yabancı bir kişinin adına kayıtlı olduğu, müştekinin 24.07.2019 tarihinde saat 15:07’de \”713291861 nolu ilana istinaden ödeme\” açıklaması ile sanığın hesabına 300 TL para gönderdiği, söz konusu tutarın aynı gün saat 15:22’de bankamatikten kart ve şifre kullanılarak çekildiği, ATM para çekme kamera kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre parayı çeken kişinin sanık olup olmadığının kesin belirlenemediği muhtemel farklı kişi olduğunun rapor edildiği anlaşılmaktadır. Sanık savunmasında, söz konusu telefon numarasının kendisi tarafından kullanılmadığı, kendisine ait olan hesabın parkta karşılaştığı iki kişi tarafından istendiğini, kendisine yardım yapılacağını söylendiğini, kartını ve şifresini vermesi üzerine kendisine 200 TL verildiğini, suç işlemediğini beyan etmiştir. Mahkememizce sanık hakkında açılan başkaca davalara ilişkin istenen ifade örneklerinden de sanığın hesabına gelen başkaca paralarla ilgili açılan soruşturma ve davalarda da benzer şekilde savunma yaptığı anlaşılmıştır. Kendisine yardım yapılması için kişinin hesap numarası istenebilecek olsa da kart ve şifre bilgilerinin istenmesinin gerçeklikten uzak oluşu, sanığın kart ve şifrelerini verip karşılığında para alması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın savunmasının suçtan ve cezadan kurtulmaya dönük olduğu kanaatine ulaşılarak savunmasına itibar edilmemiştir. Sanık hesabını para karşılığı kullandırtarak hesabı ile ilgili yapılacak eylemlere rıza göstermiştir. Sanık atılı suçu işlemediği yönünde savunmada bulunmuş ise de, mahkememizce hesabını para karşılığı kullandırtarak iştirak ettiği kabul edilen eylemin maddi ve manevi unsurları ile dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, eylemin sahibinden.com isimli internet sitesi kullanılmak suretiyle bilişim sistemleri araç kılınarak gerçekleştirildiği…\” şeklindeki gerekçeyle bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son cümlesi, 62 nci, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca neticeten 3 yıl 4 ay hapis ve 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.”

Banka veya Kredi Kurumlarının Kullanılması: Fail, dolandırıcılığı gerçekleştirmek için bankalar veya kredi kuruluşları gibi finansal kurumları kullanır. Bu durum, finansal sistemin güvenilirliğine zarar verme riski taşıdığı için daha ağır cezalandırılmaktadır.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Çifteler Avukat 2024

Yargıtay 11.CD 03.04.2024 Tarihli 2021-32178E- 2024-4878K sayılı kararında;

“Sanığın sahte nüfus cüzdanı düzenleyip kredi başvurusunda bulunduğu dikkate alınarak, eyleminin Nüfus Müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen \”kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık\” ve aynı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde öngörülen banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçunu oluşturduğu”

Ticari Faaliyetler Sırasında İşlenmesi: Fail, ticari faaliyetler yürütürken dolandırıcılık yapar. Ticari ortamda gerçekleştirilen hileli işlemler, ekonomik düzenin bozulmasına yol açabileceğinden, suçun cezası artırılır.

Yargıtay 11.CD 08.02.2024 Tarih 2021-13763E- 2024-1407K sayılı kararında;

“Sanık ve katılanın, sanık tarafından yapılan inşaatın 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerinin alım satımı konusunda anlaştıkları, sanığın iki bağımsız bölümden bir tanesinin fiyatı olan 325.000,00 TL’yi tahsil ederek 16.07.2009 tarihinde tapu sicil müdürlüğünde 3 numaralı bağımsız bölümün devrini katılana yaptığı, satış sırasında taşınmaz kaydına Garanti Bankası A.Ş. lehine 2 milyon TL ipotek tesis edildiğinin taraflara bildirildiği, ancak ipoteğin daha önce 10 bağımsız bölümün kaydına işlenmiş iken, diğer bağımsız bölümler üzerindeki ipoteklerin kaldırılarak 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler üzerinde bırakıldığı, farklı zamanlarda müşterek ipoteğin kısmi terkin işlemlerinin yapılarak toplam ipoteğin katılana satılan bağımsız bölüm üzerinde kalmasının sağlandığı, bu şekilde sanığın ipoteğin kaldırılacağı vaadi ile katılana sattığı daire üzerindeki ipoteği kaldırmadığı, ipotek alacaklısı banka tarafından katılana satışı ve devri yapılan 3 numaralı bağımsız bölümün icra ihalesi ile alacağa mahsuben satın alındığı olayda; şirket adına hareket eden sanığın kullandığı aldatıcı hareketlerle katılanı zarara uğratmak suretiyle haksız menfaat temin ettiği ve bu nedenle de suçun unsurlarının oluştuğu anlaşılmakla, müteahhitlik yapan sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenlenen … meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması ya da tapu sicil müdürlüğü nezdinde gerçekleşen devir işlemi yönünden hileli bir davranışın bulunmaması nedeniyle aynı maddenin (d) bendinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarını oluşturmayıp şirket adına hareket etmesi nedeniyle (h) bendinde düzenlenen tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçunu oluşturmasına karşın delillerin takdirinde hataya düşülerek mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi nedeniyle sanık hakkında verilen hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.”

Basit dolandırıcılık suçu, 3 veya daha fazla kişi tarafından işlendiğinde verilen ceza yarı oranında artırılır. Eğer suç işleme amacıyla kurulmuş bir örgütle birlikte hareket edilirse, ceza miktarı bir kat artırılır. Dolayısıyla, basit dolandırıcılık suçu 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenirse, fail 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası ve 7500 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Suç, suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğinde ise 2 ile 10 yıl arasında hapis cezası ve 10.000 güne kadar adli para cezası verilebilir.

Aynı olayda birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması alt sınırdan uzaklaşarak daha fazla ceza verilmesini gerektirmektedir.

Yargıtay 11.CD 21.11.2023 tarihli 2021-26321E- 2023-8484K sayılı kararında;

“Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, mahkemece sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan dernek tüzel kişilerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu belirlenerek ceza tayin edilmiş ise de sanıkların eylemlerinin aynı zamanda 5237 sayılı Kanun’un 158/1-a maddesinde düzenlenen dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturduğundan temel ceza tayininde alt sınırından uzaklaşılması ve aynı suçu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlediğinin de anlaşılması karşısında 5237 sayılı 5237 sayılı Kanun’un 43/2. maddesi uyarınca artırım yapılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği”

Dolandırıcılık Suçu Şikayet Dilekçesi

ESKİŞEHİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

Müşteki :

Vekili :

Sanık :

Suç : Dolandırıcılık

Suç tarihi :

Açıklamalar :

Müvekkil; nişanlı olan kızı …’ın evlendiğinde oturması için bir ev arayışına girmiştir. 15.05.2023 günü sahibinden.com adlı ilan sitesinde gezerken 1+1 eşyalı kiralık bir daire görmüştür. Bu ilan, siteye daha önce de tanışıklığı bulunan …İNŞAAT EMLAK tarafından verilmiştir. Sitede iletişim bilgisi kısmında bulunan … nolu telefonu arayarak emlakçı …ile görüşmüştür. Telefonda görüştüğü emlakçı Emre, evin sahibinin savcı olduğunu ve çok seçici olduğunu müvekkile söylemiştir. 

Emlakçı; ev sahibine müvekkilin numarasını vereceğini; ev sahibinin müvekkili arayacağını söyleyerek konuşmayı sona erdirmiş, kısa zaman sonra … Nolu telefondan müvekkil aranmıştır. Arayan kişi kendisini Savcı … olarak tanıtmıştır. Müvekkil; bu kişiye; evi, kızı ve damadı için kiralamak istediğini söylemiştir. Sözde savcı; kızın ve damadın ne iş yaptığını, adli sicil kaydı olup olmadığını sormuş; bu bilgileri aldıktan sonra anlaşma sağlanmıştır. 

Müvekkilden ilk etapta 6.000 TL depozito talep edilmiştir. Bu depozito damat … tarafından dolandırıcının Türkiye İş Bankası TR92000640000….  iban numaralı hesabına  gönderilmiştir. (EK:DEKONT) Dolandırıcı depozito hesabına geçtikten sonra müvekkili arayarak kira bedelinin de hesabına gönderilmesini istemiştir. Bu bedel de müvekkilin kızı … tarafından Mehmet Yasin Yaman’ın Türkiye İş Bankası TR920006400000…  iban numaralı hesabına 4.000 TL olarak havale yapılmıştır. (EK: DEKONT)

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Bononun/Senedin Geçerlilik Şartları 2024

Belirtilen hesaba toplamda 10.000 TL gönderildikten sonra şüpheli müvekkili tekrar arayarak yarın çocuklar benim yanıma adliyeye gelsinler, bir çayımı içsinler sonra emlakçıda sözleşme yaparız diyerek aldatıcı tutumuna devam etmiştir.

Müvekkil; emlakçı … ile iletişime geçtiğinde sözde ev sahibinin dolandırıcı olduğu kendisine söylenmiştir. Bu kişinin aynı evi başka birisine de aynı yolla kiralamaya çalıştığı ve başka bir müşteriyi de 28.000 TL dolandırdığı ortaya çıkmıştır.

Müvekkil bu konuşmadan sonra sahibinden.com adlı siteden eve ait ilanın silindiğini görmüştür. Eve ait görselleri ekte sunuyoruz. (EK: FOTOĞRAFLAR) Sahibinden.com adlı ilan sitesinden gerekli araştırma yapılarak … İNŞAAT EMLAK tarafından 15.03.2023 tarihinde verilmiş ilanın bilgilerinin dosyaya getirtilmesini talep ederiz.

Şüpheliler iletişimin sağlandığı telefonla yapılan yazışmaları silip telefonu kapatmışlardır. Aynı gün gece saatlerinde açılan telefonu arayan müvekkilin damadı dolandırıcılarla tekrar konuşma imkanı bulmuştur. Telefonu açan kişiye “Ben kiralık ev ilanınız için aramıştım.” dediğinde dolandırıcı “Kuşadası’ndaki ev için mi aradınız?” diye sormuştur. Belli ki dolandırıcılar tüm Türkiye’de farklı il ve ilçelerde benzer ilanlar vererek dolandırıcılık faaliyetlerini devam ettirmektedirler.

Müvekkil de kiralarda meydana gelen fahiş artış sonrası ev bulmakta zorlanan mağdurlardandır. Dolandırıcılar bu alandaki mağduriyeti kullanmakta ve kendilerini kamu personeli olarak tanıtarak güven tesis ederek kendilerine yarar sağlamaktadırlar.

Emlakçının; ev sahibine kiracının numarasını vererek kiracı ve ev sahibini muhatap etmesi uygulamada rastlanılan bir durum değildir. Aksine emlakçı kiracıyla kendisi gerekli tüm işlemleri yapmaktadır. Türk Borçlar Kanunu uyarınca emlakçılar tarafından yapılan sözleşmeler simsarlık sözleşmesi olarak kabul edilmekte olup, emlakçı da simsar sıfatını kazanmaktadır. 

Müvekkil; daha önce tanışıklığı bulunan emlakçı tarafından siteye konulmuş olan ilana güvenerek sözde ev sahibine kapora ve kira bedelini ödemiştir. Emlakçı; ilanda yer alan evi görmeden ve sahibini tanımadan simsarlık yapmış ve sitede bu ilanı yayınlayarak müvekkili, dolandırıcıların hileli eylemlerine maruz bırakmıştır. Bu sebeplerle emlakçının ve …EMLAK yetkililerinin cezai ve hukuki sorumluluğu bulunmaktadır.

Tüm bu olaylar neticesinde iş bu şikayetin yapılması zarureti hasıl olmuştur. Şüpheli şahısların söz konusu nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma eylemlerinden ötürü müvekkil, şikayetçidir. Bu nedenle her türlü soruşturmanın yapılarak şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat.

DELİLLER : 

Sahininden.com ilan bilgileri

Ödeme dekontları

Whatsapp yazışmaları

Şüphelinin müvekkile gönderdiği mesaj içerikleri

Bilirkişi

Banka hesap bilgileri

HTS Kayıtları, SMS ve Arama Kayıtları

Her türlü bilgi

SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan ve izah edilen gerekçeler ışığında; sanıklar tarafından müvekkilin iyi niyetinden faydalanarak hileli davranışlarla haksız menfaat temin edilerek müvekkile zarar verilmiştir. Şüpheliler hakkında dolandırıcılık suçunu işlemesinden bahisle gerekli işlemler yapılarak haklarında soruşturma açılmasını ve kovuşturmanın yapılarak kamu davası açılması için gereğinin yapılmasını vekaleten saygılarımızla talep ederiz. 

Müşteki Vekili

Av. ZEYNEP YILMAZ

Detaylı Bilgi İçin; Eskişehir Ceza Avukatı

Dolandırıcılık Suçu Şikayet Süresi

Nitelikli dolandırıcılık suçunda şikayette zamanaşımı yoktur. Dolandırıcılık konusu fiil ve yapan failin öğrenildiği tarihten itibaren suç duyurusunda bulunulabilir.

Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Dolandırıcılık suçu, malvarlığına yönelik bir suçtur ve bu sebeple korunan hukuki değer, malvarlığıdır. Suçun konusu, ekonomik değere sahip her türlü taşınır veya taşınmaz mal olabilir.

Dolandırıcılık suçunda, maddi ve manevi unsurların varlığı gereklidir:

Maddi Unsur

Fail: Dolandırıcılık suçunu herkes işleyebilir.

Mağdur: Malvarlığı değeri zarar gören gerçek kişiler mağdur olabilir. Aldatılan kişi ile malvarlığı zarara uğrayan kişi aynı kişi olmak zorunda değildir; bu iki kişi farklı kişiler olabilir.

Suçun Konusu: Failin kendisi veya bir başkası için elde edeceği ekonomik yarar, suçun konusunu oluşturur. Bu yarar, taşınır veya taşınmaz mallar ile alacak hakları gibi her türlü malvarlığı değeri olabilir.

Manevi Unsur

Dolandırıcılık suçu, genel kastla işlenir ve özel kast aranmaz. Fail, mağduru zarara uğratırken kendisi veya bir başkası için menfaat sağlamayı amaçlar.

Dolandırıcılık Suçunda Yetkili Mahkeme

Dolandırıcılık suçu ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, suçu işleyen kişinin eyleminin gerçekleştiği yer mahkemesidir. Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerine göre, dolandırıcılık suçlarında yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer Ceza Mahkemesi’dir.

Eğer suç, birden fazla yerde işlenmişse, suçun işlendiği yerlerden herhangi birinin mahkemesi yetkili olabilir. Ayrıca, mağdurun ikamet ettiği yer mahkemesi de yetkili olabilir.

Özetle, dolandırıcılık suçu davalarında yetkili mahkeme, suçun işlendiği yerdeki Ceza Mahkemesi olup, bazı durumlarda mağdurun ikametgahı veya suçun işlendiği farklı yerler de yetkili olabilir.

Basit dolandırıcılık suçunun yargılaması Asliye Ceza Mahkemesinde, nitelikli dolandırıcılık yargılaması Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır.

Dolandırıcılık Suçu Şikayete Tabi Mi?

Dolandırıcılık suçu, şikayete bağlı suçlardan biri değildir ve soruşturulması kendiliğinden yapılan suçlar arasında yer alır. Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK md. 167/2’de sayılan kişilere karşı işlenirse takibi şikayete bağlıdır.

Dolandırıcılık Suçu Zamanaşımı

Nitelikli dolandırıcılık suçunda şikayet zamanaşımı, dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı süreleri bulunmaktadır.

Dava zamanaşımı, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 66. maddesinde düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçunun temel hali için dava zamanaşımı, bu maddenin 1/e bendi kapsamında sekiz yıl olarak belirlenmiştir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre dolduğunda, kamu davası açılamaz ve açılmış olan dava düşer.

Zamanaşımı süresi kesilme halinde yarısına kadar uzar.

Yargıtay 11.CD 30.04.2024 tarihli 2021-15604E-2024-5787K sayılı kararında;

Sanıkların yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü ve suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar bu sürelerin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.

Ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır. Bu sürenin geçmesi halinde, verilen ceza infaz edilemez.

Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi

Dolandırıcılık suçundan dava açılmadan önce, soruşturma devam ederken etkin pişmanlık gösterilir ve mağdurun zararı ödenirse, faile verilecek cezada indirim yapılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir