İcra takibine konu olan asıl alacağın faizi, genellikle alacaklı ve borçlu arasında yapılan sözleşmede belirlenmektedir. Ancak alacaklılar bazen icra takiplerinde fahiş, yüksek faiz talep edebilmektedirler. Öyle ki bazı durumlarda icra takiplerinde talep edilen faiz tutarları ana parayı bile geçebilmektedir. İcra takiplerinde fahiş faiz uygulamalarının genellikle bankalar, GSM operatörleri veya zincir mağazalar tarafından yapıldığı görülmektedir.
İcra takibinde faiz anaparayı geçebilir mi?
Türk Borçlar Kanunu, sözleşmede faizin belirlenmesi hakkında birtakım sınırlamalar getirmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 88. maddesinde “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan faiz sınırlamalarını kısaca özetleyecek olursak;
– TBK m. 253/3-10’a göre, taksitle satış sözleşmelerinde alıcının temerrüdünde uygulanacak temerrüt faizi yıllık yasal faizin yüzde otuzunu geçemez.
– TBK m. 88/2’ye göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, yıllık yasal faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.
– TBK m. 120/2’ye göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, yıllık yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Ayrıca 6502 sayılı TKHK m. 2, m. 3 ve m. 83/2 kapsamındaki tüm tüketici sözleşmeleri, tüketici kredisi sözleşmeleri, kredi kartları, kredili mevduat hesabı sözleşmeleri, konut finansmanı, ön ödemeli konut satış sözleşmeleri ve ön ödemeli konut satış sözleşmelerine ait hukuki ilişkilerde uygulanacak anapara ve temerrüt faizi üst sınırları bakımından TBK m. 88/2, m. 120/2, taksitli satışlara ait hukuki ilişkilerde uygulanacak anapara ve temerrüt faizi üst sınırları bakımından ise, m. 253/3-(10) hükümlerine tâbidir.
Buna göre kanun alacaklıların borçlulardan isteyebileceği faizi sınırlamıştır. Taraflar sözleşmelerde bu sınırlamalara aykırı bir şekilde faiz belirleyemezler. Faizin anaparayı geçtiği durumlar yukarıda bahsedilen oranlara uygun ise geçerli olur. Aksi halde söz konusu faiz oranları geçersiz olur ve Türk Borçlar Kanunu’nun faizin üst sınırına ilişkin hükümleri uygulanır. Bu durumda icra takibinde kendisinden yüksek faiz alınan kişi alacaklıdan fazla ödenen tutarı talep edebilecektir.
Kesinleşmiş icra takibinde yüksek faize itiraz
İlamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde faiz oranına itiraz edilebilir. (Diğer takip türlerinde bu süre değişmektedir.) Bu durumda takip diğer kalemler yönünden kesinleşir. Faiz yönünden ise takip durur.
İlamsız icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmezse takip kesinleşmiş olacak ve borçlunun üzerindeki mallar haczedilebilecektir.
Bu durumda borçlu:
- Menfi tespit davası açabilir.
- Kesinleşmiş icra takibinde faize itiraz edip icra müdürlüğünün itirazı reddetmesi halinde icra hukuk mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. (Yargıtay 12. HD. 2020/4447 E., 2021/256 K.)
Sonuç
İcra takibinde faiz anaparayı geçemez şeklinde yer edinen algıda kısmen doğruluk payı bulunmaktadır. Kanun icra takiplerinde borçlulardan yüksek faiz talep edilmesini sınırlamıştır. Alacaklıların icra takibinde yasal sınırların üzerinde yüksek faiz talep etmesi veya kanunca belirlenen faiz oranlarını ihlal etmek suretiyle anaparayı geçecek şekilde faiz talep etmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda bulunan borçluların; icra takibinde faize itiraz etme, itiraz süresi kaçırıldıysa tespit davası veya icra hukuk mahkemesinde dava açma, icra dosyasına ödenen fahiş faiz tutarlarının geri alınması için istirdat davası açma gibi birtakım hakları bulunmaktadır.