Görevini Yapmamakta Israr Eden İşçi İşten Çıkarılabilir mi?
İş Kanunu‘nun 25. maddesine göre, işçi hatırlatıldığı halde görevini yapmamakta ısrar ederse, işveren iş sözleşmesini feshedebilir. Ancak işverenin bu hakkı kullanabilmesi için işçiye görev hatırlatmasında bulunması ve işçinin bu hatırlatmalara rağmen görevini yapmamakta ısrar etmesi gerekir. İşveren görev hatırlatmasında bulunmadan fesih hakkını kullanırsa fesih haksız olur.
Görevini Yapmayan İşçi Ne Kadar Sürede Çıkarılabilir?
İşveren, işçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi durumunda iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Fakat bu durumda işverenin işçiyi uyararak ve hatırlatarak işini yapması için makul bir süre vermesi gerekir. İşverenin uyarı ve hatırlatmalarına rağmen işçi ısrarla görevini yapmamaya devam ederse, işveren fesih hakkını kullanabilir. İşveren hatırlatmaya rağmen görevini yapmamakta ısrar eden işçinin sözleşmesini durumu öğrendiği tarihten itibaren 6 iş günü içerisinde feshetmelidir. Bu süre içerisinde yapılmayan fesih haksız fesih olur.
Görevini Yapmadığı İçin İşten Çıkarılan İşçinin Hakları Nelerdir?
İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi halinde işveren haklı fesih yaparak işçiyi işten çıkarabilir. Bu durumda işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz ve ihbar tazminatı talep edemez. Ancak işçiye daha önce kullanılmayan yıllık izin süresine göre yıllık izin alacağı ödenir. Ayrıca ödenmemiş diğer alacaklar varsa işçi bu alacakları da talep edebilir.
İşçi söz konusu feshin haklı olmadığını düşünüyorsa işe geri dönmek için işe iade davası açma hakkını kullanabilir. İşçi ayrıca haksız işten çıkarma nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı da talep edebilir.
Verilen görevi yerine getirmeme tutanak Örneği
İHTARNAME
İHTAR EDEN İŞVEREN
UNVANI:
ADRESİ:
MUHATAP İŞÇİ
ADI SOYADI:
TCKN:
ADRES:
KONU: Verilen görevi yapmayan işçiye uyarı ihtarnamesi hk.
AÇIKLAMALAR:
Yukarıda bilgileri verilen çalışana tarafımızca ….. görevi verilmiş olmasına rağmen yerine getirilmemiştir. Bu nedenle verilen görevi yapmayan işçiye ……. görevinin ivedi bir şekilde yerine getirilmesi için işbu ihtarnameyi ……. tarihinde tebliğ edilmiştir. İşbu ihtarnameye rağmen verilen görev yerine getirilmezse işveren tarafından fesih hakkının kullanılacağı ve bu durumda feshe bağlı alacaklardan mahrum kalacağı ihtaren ve ihbaren bildirilmiştir.
TARİH:
İŞVEREN YETKİLİSİ
İMZA
İŞÇİ
İMZA
İşçinin Görevinin Yapmamakta Israr Etmesi Yargıtay Kararı
- Yargıtay 9. HD. 2010/3913 E., 2012/11926 K.
- Gece vardiyasında çalışma zorunluluğu bulunmadığından hatırlatıldığı halde işini yapmadığından bahsedilemez.
- İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi – İşçinin işini savsaklaması Yargıtay kararı
Davalı işveren 28.08.2008 tarihli tutanakta 4/12 vardiyasına davacının gelmesinin istendiği halde aynı gün sabah geldiğini, bu nedenle talimatlara uymadığını, çalışma ortamının düzenini bozduğunu belirtmiş, 02.09.2008 tarihli fesih ihtarında İş Kanunu’nun 25/g-h maddeleri gereği feshettiğini bildirmiştir.
Toplanan deliller ve tüm tanık ifadelerinden davacı işçinin zorunlu olmadığı halde gece vardiyasına gelmediği, ancak aynı gün sabah işe geldiği, işverence işe alınmadığı anlaşılmıştır.
Olayda işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri yapmadığı kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrarcı olma durumu mevcut değildir. 4857 İş Kanunu 17/2 h ve g fıkralarındaki eylemler oluşmadığından davalının iş akdinin feshi haksızdır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
- Yargıtay 9. HD. 2012/955 E., 2014/5337 K.
- Defalarca uyarılmasına rağmen işe geç gelmesi nedeniyle işveren feshi haklıdır.
- İşçinin hatırlatıldığı halde görevini yapmamakta ısrar etmesi
Mahkemece davacının hizmet akdinin haksız feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmişse de; dosyada mevcut işyeri kayıtlarından işyerinde 2 yıl 1 ay 9 gün çalışan davacının defalarca işe geç geldiği, görevini dikkatli yapmadığı için işverenin idari para cezasına mahkûm edildiği, davacının en son 18/08/2009 tarihinde işe yine geç geldiği ve bunun üzerine davacının iş akdinin işveren tarafından 2008 Yılı Ekim ayında başlayan işe geç gelişleri ve işyerinin idari para cezasına mahkum edilmesine sebebiyet veren davranışları nedeni ile 20/08/2009 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır.
4857 Sayılı Yasa’nın 25/2-h maddesi “yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar eden” işçinin iş akdinin haklı nedenle feshedilebileceğini öngörmektedir.
Bir işçinin yapmakla ödevli olduğu asıl görevi ise, işe zamanında ve düzenli gelip iş görme edimini aksaksız şekilde yerine getirmektir.
Yukarıda belirtildiği üzere dosyada mevcut belgelerden, davacının işe geç gelmeleri ve bu konuda yapılan uyarılarla görevini dikkatli yapmaması sonucu şirketin idari para cezasına mahkûm edildiği belgelerle sabittir.
Davacının son eylemi, 18/08/2009 tarihinde gerçekleşmiş ve fesih 20/08/2009 tarihinde, 6 günlük hak düşürücü süre içinde yapılmıştır. Bu nedenlerle iş akdi haklı nedenlerle ve süresinde feshedilen davacının kıdem ve ihbar tazminatları talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
- Yargıtay 9. HD. 2017-22156 E., 2020/10256 K.
- Feshe bağlı olan iş yapmama eylemi bir defaya mahsus olup işverenin fesihten önce görevini yapması hususunda davacıyı uyarmadığı anlaşıldığından davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekir.
- İşçinin görevini yapmamakta ısrar etmesi
Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı …… A.Ş.’ye ait mağazada satış elemanı olarak 2 yıl 8 ay 1 gün süre ile çalışmıştır. Davalı işveren 22.12.2010 tarihinde noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle işine son verildiğini bildirmiştir. Mahkemece de feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Davalı işverence feshe konu edilen eylemler hakkında 14.09.2010-15.12.2010 tarihleri arasında tutanak tutulduğu görülmektedir. 14.09.2010 tarihinde kredi kartı sliplerini pos dışında muhafaza ettiği için evrakın kaybolmasına sebep olduğu, davacının savunma vermekten imtina ettiği tutanak altına alınmıştır. 22.9.2010 tarihinde aynı sebeple evrak kaybolma ihtimaline binaen yine davacıdan savunma istendiği ancak davacının savunma talep yazısını imzalamadığı tutanak altına alınmış ayrıca 22.09.2010 tarihinde davacının sözlü olarak uyarıldığı bildirilmiştir. 1.10.2010 tarihinde kasa devir işlemi yapılmadığı için savunma istendiği, davacının savunmasında iş yoğunluğu sebebiyle yetişemediğini bildirdiği görülmektedir. 22.11.2010 tarihinde sigara alabilmek için kasadan para istediği için savunma istendiği ve savunmasında kural dışı olan bu husus konusunda diğer personelleri denemek için bu şekilde bir harekette bulunduğunu beyan ettiği görülmektedir. 7.12.2010 tarihinde kasiyer prosedürü ile ilgili savunma isteminin yırtılarak imha edildiği belirtilmiştir. 12.12.2010 tarihinde fifo işlemi yapmaması sebebiyle savunmasının istenildiği, savunmasında aceleden hata ettiğini kabul ettiği görülmektedir. 15.12.2010 tarihinde ise 15,00 TL kasa açığı verdiği ve savunmadan imtina ettiği belirtilmiştir.
Öncelikle, feshe konu edilen eylemlerin hiçbirinin tek başına haklı fesih ağırlığında olmadığı görülmektedir. Tutanaklar incelendiğinde, davacının kendisinden savunma istenildiğinde savunmasını verdiği dolayısıyla savunma isteminden imtina ettiği yönündeki tutanakların işverence tek yanlı olarak tutulan tutanaklar olduğu, davacının sadece bir tutanak dolayısıyla sözlü olarak uyarıldığından söz edildiği, bunun haricinde diğer tutanaklarda davacıya görevinin hatırlatılıp uyarıldığından söz edildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan, davalı tanıklarından birinin bilgisinin duyuma dayalı olduğu diğer davalı tanığının ise bölge müdürü olduğu dolayısıyla tutulan tutanakların içeriğinin yöntemince ispatlandığından söz edilemeyeceği, davacının sözlü yada yazılı olarak uyarıldığını gösteren dosya kapsamında bir başka delil de bulunmadığı anlaşılmak ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. Bendinin (h) alt bendine göre,” işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar” sebebiyle haklı fesih koşulları oluştuğu ispatlanamadığından, feshin olsa olsa geçerli sebebe dayalı olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddine karar verilmesi hatalıdır.