Hukuki Makaleler

İşçinin İşverene Zarar Vermesi 2024

iscinin isverene zarar vermesi 2024 9742

İşçinin; işverene, işyerine veyahut işyerinde bulunan eşyalara kusurlu fiilleri ile zarar vermesi durumuna işçinin işverene zarar vermesi denmektedir.

İşçinin işverene zarar vermesi halinde işçi ve işveren için farklı hukuki sonuçlar oluşur. İşverenin bu durumda birtakım hakları bulunmaktadır. 

İşçinin İşverenin Malına Zarar Vermesi Halinde İş Akdinin Feshi

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-ı bendine göre işçinin işverene zarar vermesi halinde işveren haklı nedenle işçinin sözleşmesini feshedebilir. İlgili madde uyarınca “işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde işveren iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin haklı nedenle feshedebilecek ve işçi bu durumda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır.

İşçinin işverenin malına zarar vermesi halinde iş akdinin feshi için işçinin kastının veya ihmalinin olması ve aynı zamanda ortaya çıkan zararın işçinin 30 günlük brüt ücretinden fazla olması gerekir. 

İş akdi feshinde işçinin kusuru veya ihmali olmalıdır. Kusur hesaplaması yapılırken işveren tarafından iş güvenliği önleminin alınıp alınmadığı, gerekli eğitimlerin verilip verilmediği gibi hususlar da dikkate alınmalıdır.

Zarara Neden Olan İşçinin İş Akdi Ne Kadar Süre İçerisinde Sonlandırılmalıdır?

İşçinin işvereni zarara uğratması durumunda işveren, bu zararı öğrendiği tarihten itibaren 6 iş günü içerisinde haklı fesih hakkını kullanabilir.

İşveren, zarardan haberi olmasa dahi her halükarda zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren bir yıl içinde fesih hakkını kullanmalıdır. Aksi halde bu hakkı sona erer. Şayet işçi verdiği zarardan dolayı maddi bir kazanç elde etmiş ise 1 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Senette yetkili icra dairesinin belirlenmesi

İşçinin İşverene Zarar Vermesi Halinde Zararın Tazmini İçin İzlenmesi Gereken Hukuki Yollar

Aşama İşlemler
Zararın Tespiti İşçinin verdiği zararın yazılı bir tutanak ile titizlikle tespit edilmelidir.
Zarar Miktarının Belirlenmesi Zarar miktarının objektif bir değerlendirmeye tabi tutulması önemlidir. Uzmanlardan yardım alınarak detaylı bir inceleme yapılmalıdır.
Kusur Araştırılması ve Tanıkların Dinlenmesi Zararın meydana gelmesinde işçinin kusuru araştırılmalı, varsa olaya tanıklık eden kişilerin ifadeleri alınarak tutanak düzenlenmelidir.
İşçinin Savunmasının Alınması İşçinin savunması alınmalıdır, özellikle iş akdinin feshi ihtimalinin bulunduğu durumlarda bu aşama önem kazanır.
Savunmadan Kaçınılıyorsa Tutanak İşçi savunma vermekten kaçınıyorsa, bu durum bir tutanakla kayıt altına alınmalıdır.
Zararın Tespit Edilen Miktarına Göre Fesih Tespit edilen zarar işçinin otuz günlük brüt ücretini aşmıyorsa, geçerli sebep gösterilerek tazminat ödenerek iş akdi sonlandırılabilir. İş güvenliğini riske atan durumlarda ise bu sınırlama geçerli değildir.
İş Akdinin Feshi ve Tazminat Ödemesi İşveren tarafından dava açılmışsa ve yargı kararı varsa veya işçinin yazılı onayı alınmışsa, iş akdi feshedilmeden çalışanın ücreti 1/4’ünden fazla olmayacak şekilde kesilerek tazminat ödenebilir.
Alacak Davası Açılması Yapılan işlemler sonucunda zarar tam olarak karşılanmamışsa, işçiye karşı alacak davası açılabilir. Bu süreç, işverenin haklarını koruma adına önemli bir adımdır.

İşçinin işverene zarar vermesi halinde zararın tazmini için işveren tarafından izlemesi gereken hukuki yollar sırasıyla şu şekildedir; işçinin verdiği zararın tespiti, miktarının belirlenmesi, kusur araştırılması, işçinin savunmasının alınması, savunmadan kaçınılıyorsa tutanağın düzenlenmesi, zararın tespit edilen miktarına göre fesih, iş akdinin feshi ve tazminat ödemesi, son olarak alacak davası açılması.

Bizimle iletişime geçin.

İşverenin İşçiye Rücu Hakkı

İşçinin 3. kişiye verdiği zarardan işverenin sorumluluğu durumunda, işverenin bu zararı işçiye rücu etme hakkı bulunmaktadır. İşverenin rücu hakkını, 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde kullanması gerekir. Aksi halde rücu hakkını kullanmaz. Bu davalarda yetkili mahkeme ise İş Mahkemesi’dir.

Bu bağlamda, işverenin işçiye rücu hakkı, Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine dayanmaktadır. İşveren, işçinin kusurlu eylemi sonucu ortaya çıkan zararı işçiye rücu edebilir.

İşçinin İşverene Verdiği Zarar Karşılığı Ücretinden Kesinti Yapılabilir Mi?

Borçlar Kanunu madde 407/2’de “İşveren, işçiden alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararı ile sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.” denilmektedir. Bu maddeye göre işçinin maaşından kesinti yapılabilmesi için mahkeme kararı veyahut işçinin yazılı onayı olmalıdır. İşçinin verdiği zararın tazmini için doğrudan işçinin maaşından kesinti yapılması hukuka aykırıdır.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  SGK'nın Karşılamadığı Kanser İlaçları ve Dava Süreci 2024

Aynı zamanda İş Kanunu madde 35 uyarınca işçinin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik edilemez. Buna göre işçinin verdiği zararı karşılamasına mahkemece karar verilse dahi maaşın dörtte birinden fazlası kesilemez.

Durum Kesinti Yapılabilir Mi?
İşçinin Kasten Zarar Verdiği Durumda (Mahkeme Kararıyla Sabit) Evet
İşçinin Yazılı Onayı Alındığında Evet
Diğer Durumlarda Hayır

İşçinin Çalıştığı Şirketi Zarara Uğratma Suçu

Olayın özel koşullarına göre, işçinin kasti bir niyetle hareket etmesi ve suçun maddi unsurlarının oluşması durumunda, şirketi zarara uğratma suçu TCK 151 ve benzeri maddeler kapsamında değerlendirilebilir. İşçi, bu suç nedeniyle cezai sorumlulukla karşılaşabilir.

Ayrıca, eğer gerekli koşullar sağlanmışsa, TCK 155. madde kapsamında düzenlenen güveni kötüye kullanma suçu da işçiye yöneltilen cezai yaptırımlar arasında yer alabilir. Bu durumda işçi, güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılabilir.

Sonuç olarak, şirketi zarara uğratma suçu bağlamında işçinin eylemi, TCK’nin ilgili maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek cezai sorumluluk doğurabilir. Bu durumu değerlendirirken, işçinin kasti hareket etmesi ve suçun maddi unsurlarının oluşup oluşmaması önem arz etmektedir.

İşçinin İşverene Zarar Vermesi Tutanak Örneği

…../…../20….

İŞÇİ ZARAR TESPİT TUTANAĞI

İşyerinde görev yapmakta olan ………………………….. isimli işçi …../……/20… tarihinde işyerinde maddi zarara sebebiyet vermiş olup olayın ayrıntıları aşağıda açıklanmış ve işbu tutanak ismi yazılı olanlar tarafından birlikte kayıt altına alınmış ve imzalanmıştır.

İmza                                                İmza                                                   İmza

Ad Soyad                                        Ad Soyad                                            Ad Soyad

Unvan                                              Unvan                                                Unvan

Olayın özeti:  Bu kısma, somut olayın nasıl ve ne zaman meydana geldiği tanıkların kimler olduğu gibi hususlar eklenecektir.

Tutanağın düzenlendiği

İşyeri Unvanı / Adres:

Tutanak Saati:

İşçinin Adı- Soyadı ve TC No:

İşçi zarar tespit tutanak örneği word halini buraya tıklayarak indirebilirsiniz.

İşçinin İşvereni Zarara Uğratması Yargıtay Kararı

  • Yargıtay 9. HD. 2009/28978 E. 2011/47151 K.
  • Zararı ispat yükü davalıdadır. Keşif masraflarına davalı katlanmalıdır.
Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Hileli boşanma nedeniyle yetim aylığının kesilmesi 2024

Somut olayda davacının iş sözleşmesi bir aylık ücretinden daha fazla miktarda işyerine zarar verdiği iddiası ile feshedilmiştir. Mahkemece kusur ve zarar miktarının belirlenmesi için keşfe karar verilerek önce keşif masrafının davacıdan, daha sonra ise davalıdan alınmasına karar verilmiş, taraflarca bu miktar yatırılıp kusur ve zarar oranı belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Feshin haklı olup olmadığının saptanabilmesi için işyerinde keşif ve bilirkişi raporu alınması zorunludur. İspat yükü de davalıya düştüğünden masrafların davalı tarafından karşılanması gerekmektedir. Mahkeme bu konuda ara karar vermişse de ara kararının neticelerinin usulüne uygun olarak açık ve net şekilde kesin olarak davalıya ihtar etmediğinden usulüne uygun değildir. Davalıya bu şekilde imkan tanınmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.


  • Yargıtay 9.HD. 2010/34150 E. 2012/43445 K.
  • 30 günlük brüt ücretten fazla zarara sebebiyet verdiğinden fesih haklı sayılmaktadır.

Somut olayda, davacının kullandığı kamyon ile belediyeye ait araca 19.11.2007 tarihinde çarptığı, bu çarpma sonucunda belediye aracının zarar gördüğü olayda davacının yüzde 65 kusurlu olup davacının kusurlu eylemi nedeni ile davalı işverenin belediyeye 17.12.2008 tarihinde 7.000,00 TL ödemek zorunda kaldığı, bu zararın davacının otuz günlük ücretinden fazla olduğu tartışmasızdır. Mahkemece 6 günlük hak düşürücü süre geçtiğinden fesih haksız kabul edilmişse de hak düşürücü süre eylemin meydana geldiği tarihten değil, fiil ve zararın öğrenildiği tarihten başlamaktadır. Davaya konu olayda işveren davacının iş akdini henüz zararın kapsamını tümüyle öğrenmediğinden feshettiğinden fesih hakkını süresinde kullanmış kabul edilmelidir. Fesih haklı olup süresinde yapıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.


  • Yargıtay 10. 2006/3233 E. 2006/24161 K.
  • Aynı kusur oranı ile olaya sebebiyet veren diğer işçinin iş sözleşmesinin feshedilmemesi eşit işlem yapma borcuna aykırılık  oluşturur.

Davacının %25 oranında davalı işverenin %50 işverence bu olay nedeniyle işten çıkarılmayan işçinin %25 oranında kusuru ile meydana gelen üretim kaybından dolayı iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının görevini yaparken 18 metrelik boruyu çatıdan aşağıya indirmesi sırasında enerji nakil hattına değen borunun akımı kestiği, fabrikanın 45 dakika üretiminin durmasına yol açan olayın davacının kendi istemesi veya savsaması nedeni ile oluşmadığı, baskın kusurun işveren ve diğer işçiye ait olduğu görülmektedir. Davalının meydana gelen zararın davacının on günlük ücretinden fazla olduğu kusur oranına isabet eden miktarından yüksek bulunduğu yolundaki feshi işverenin aynı kusur oranı ile olaya sebebiyet veren diğer işçinin iş sözleşmesini feshetmemiş olması eşit işlem yapma borcuna aykırılık oluşturduğundan mahkemece ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir