İş Hukuku

Maaşın asgari ücretten gösterilmesi ile doğan tazminat hakkı

maasin asgari ucretten gosterilmesi ile dogan tazminat hakki 9488

Maaşın asgari ücretten gösterilmesi ile doğan tazminat hakkı sigorta priminin asgari ücretten gösterilmesi

İşçinin fiilen asgari ücretin üzerinde maaş almasına rağmen işverenin resmiyette daha az göstermesi işçiye birtakım haklar vermektedir. İşçi, maaşın asgari ücretten gösterilmesi ile doğan tazminat hakkı için işverene başvuru yaparak kıdem tazminatı talep edebilir. Yazımızda maaşım asgari ücretten gösteriliyor kıdem tazminatı alabilir miyim gibi sıkça sorulan soruların cevaplarını bulabilirsiniz.

Konuyla alakalı ”Kıdem Tazminatı Alma Şartları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

İşçinin maaşının bordroda daha az gösterilmesi

İşçinin gerçekte aldığı maaşın bordroya yansıtılmaması çalışma hayatında çok sık rastlanan durumlardan biridir. Bu durumun pek çok sebebi olmasına rağmen en önemli sebebi, işverenin işçilik maliyetlerini azaltmak istemesidir.

İşçi fiili olarak aldığı ücretten daha az bir ücreti resmiyette alıyorsa, bu nedenle daha az SGK primi ödenecek daha az vergi verilecek demektir. İşveren, gerçeğe aykırı bu halden bir fayda elde ederken işçi uzun vadede zarar görecektir. Maaşı düşük gösterilen işçi, daha az prim yatırıldığı için daha düşük emekli maaşı alacak, aynı zamanda hastalandığında düşük rapor parası yani geçici iş göremezlik ödeneği alacak, işsizlik maaşına hak kazandığında ise bu maaşın miktarı daha düşük olacaktır. Ayrıca işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı hallerde de maaşı resmiyette düşük gösterildiği için tazminat miktarı da düşük olacaktır.

İşçi, maaşı bordroda az gösterilmesine rağmen hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın maaş bordrolarını imzalıyorsa bu durum, işçinin işini zorlaştıracak sonuçlar doğurabilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 22.03.2022 tarihli 2022/2680E – 2022/3849K sayılı kararına göre, davacı işçi, son aldığı net ücretin 5.000,00 ABD doları olduğunu iddia ederken, davalı işveren bordrolarda kayıtlı ücreti aldığını savunmuştur. Davacı tanığı, 2002 yılında işten ayrılırken davacının ücretinin 5.000,00-5.500,00 Dolar olduğunu beyan etmiş, 2016 yılı Ağustos ayında işten ayrılan başka bir tanık ise davacının en son net 5.000,00 Dolar maaş aldığını ifade etmiştir. Maaşın bir kısmının Türk Lirası bazında bankaya yattığını, geri kalan kısmının ise dolar üzerinden elden ödendiğini belirtmiştir. Davalı tanığı ise maaşların işyerinde elden ödendiğini beyan etmiştir.

Mahkeme, sadece tanık beyanlarına dayanarak davacının ücretini bordroda kayıtlı ücret olarak kabul etmiş; ancak Yargıtay, bu değerlendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı tanığının, davacı ve diğer tanıklar gibi ücretlerin elden ödendiğini beyan etmesi ve davacının iş, kıdem, meslek unvanı gibi faktörler bir arada değerlendirildiğinde, mahkemenin davacının ücretini sadece bordroda belirtilen ücret olarak kabul etmesinin hatalı olduğu sonucuna varılmıştır.

Kararda, eksik inceleme yapıldığı ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemenin, davacının çalıştığı tarihler, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş gibi unsurları içeren bir inceleme yapması, sendikalarla ve ilgili kuruluşlarla iletişime geçerek emsal ücret araştırması yapması ve elde edilen verileri tanık beyanları ve diğer delillerle birlikte değerlendirmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 24.12.2019 tarihli 2016/26229 E.-2019/24392 K. sayılı kararına göre ise işçi, resmi bordroda gösterilen ve bildirilen maaştan daha yüksek bir maaş aldığını iddia etmiş ancak işveren bu iddiayı kabul etmemiştir. Yargıtay, mahkemeden işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, iş yerinin özellikleri ve benzer işçilere ödenen ücret gibi unsurları dikkate alarak bordroda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi doğduğunda belirli araştırmalar yapmasını istemiştir. Kararda belirtildiği gibi bu araştırmalar şu unsurları içermelidir:

  1. Tanık Beyanları: İşçinin iddiasını desteklemek veya çürütmek amacıyla tanıkların beyanları gözetilmelidir.
  2. İşçinin Meslek Bilgileri: İşçinin meslekte geçirdiği süre, fiilen yaptığı iş, iş yerinde çalıştığı tarihler ve meslek unvanı gibi bilgiler üzerinde durulmalıdır.
  3. Emsal Ücret Araştırması: İlgili işçi ve işveren kuruluşlarına sorularak ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücret araştırılmalıdır.

İşçi gerçekte aldığı maaşın daha yüksek olduğunu iddia ettiğinde bunu ispat edecek güçlü delilleri olmadığı müddetçe imzalamış olduğu maaş bordroları onun aleyhine işler.

“Bahçıvan olarak çalışan işçi gerçekte aldığı maaşın SGK’ya bildirilenden daha fazla olduğunu iddia etmiş Yargıtay ise mahkemenin işçi sendikasından aldığı ücret bilgisine tek başına itibar etmemiş asgari ücretten daha çok ücret ihtiva eden imzalı maaş bordrosunu esas almıştır. Gerçek ücret miktarı tespit edilirken emsal ücret araştırması neticesinde sadece işçi sendikasının bildirdiği ücret esas alınarak sonuca gidilemeyeceği gibi davacı tanıklarından birinin işveren ile davasının bulunduğu gözetildiğinde davacı tanık beyanları da bu hususta yeterli değildir. Diğer taraftan imzalı ücret bordrolarında asgari ücretten daha yüksek seviyede ücret tahakkuk ettirildiği de dikkate alındığında davacının gerçek ücretinin bordrolarda gösterilen miktardan daha yüksek olduğunun kanıtlanamadığını da belirtmek gerekmektedir. “ Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.01.2017tarih 2014/2090E- 2017/154K 

Sigorta priminin asgari ücretten yatırılması halinde istifa – haklı fesih

Sigorta priminin asgari ücretten yatırılması uygulamada sıkça rastlanılan bir durumdur. İşçi asgari ücretin üzerinde maaş almasına rağmen işveren SGK’ya daha az maaş alıyormuş gibi bildirmesi, işçiye İş Kanunu’nun 24./2-e hükmü uyarınca haklı nedenle fesih hakkı vermektedir. İşçi, sigorta priminin asgari ücretten yatırılması sebebine dayanarak iş akdini haklı nedenle feshedip kıdem tazminatı ödenmesini işverenden isteyebilir. İşçinin burada dikkat etmesi gereken husus istifa ederken bu durumun açık bir şekilde işverene bildirilmesidir. Bu nedenle istifanın yazılı bir şekilde yapılması ispat açısından kolaylık sağlar. Sonuç olarak maaşın asgari ücretten gösterilmesi kıdem tazminatı hakkını doğurur.

İşçi, uyarılarına rağmen sigorta priminin işveren tarafından eksik bildirildiğinden de bahisle haklı nedenle derhal fesih yapmış ve Yargıtay bu durumu haklı fesih nedeni saymıştır.

“…davacının noter kanalıyla gönderdiği 16.11.2012 tarihli ihtarnamede gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini beyan etmiş. Davacının ücretinin SGK’ya eksik bildirildiği fazla çalışma ücreti alacağı bulunduğu sabit olup bu durumun davacı işçiye 4857 sayılı iş kanununun 24/II-e maddesi uyarınca haklı fesih imkanı verdiği, davacının bunu işten ayrılmak için bir neden olarak gördüğü, davacının ihtarnamesinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshine yönelik olarak yorumlanması gerektiği, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle reddi isabetsizdir.” Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13.01.2016tarih 2014/24237E- 2016/563K

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir