Hukuki Makaleler

Nafakanın Kaldırılması Davası 2024

nafakanin kaldirilmasi davasi 2024 10078

nafakanın kaldırılması davası

Nafaka ya kendiliğinden ya da nafakanın kaldırılması davası ile sona erer. Nafakanın kaldırılması davası, nafaka ödeme yükümlüsü tarafından açılan bir davadır. Bu davada tarafların maddi durumu, yaşam koşulları ve diğer faktörler dikkate alınır. Mahkeme delilleri değerlendirip nafakanın kaldırılması şartları varsa nafakayı kaldırır. Yazımızda nafakanın kaldırılması davası hakkında detaylı bilgilere yer verilmiştir. 

Nafakanın Kaldırılması Davası

Nafaka kanunda sayılan bazı hallerde mahkeme kararı olmaksızın sona erebilmektedir. Bu haller Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hallerde nafaka yükümlüsünün, nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvurması gerekmemektedir. 

TMK’nın ilgili maddesi uyarınca mahkeme kararı olmaksızın nafakanın kendiliğinden sona erebileceği haller;

  1. Yoksulluk nafakası; taraflardan birinin ölümü veya nafaka alacaklısının tekrar evlenmesi 
  2. İştirak nafakası; çocuğun ölümü veya 18 yaşını doldurması

Nafakanın kendiliğinden son ermesini sağlayan bu durumların yokluğu halinde ise nafakanın kaldırılması davası açılmalıdır. Nafakanın kaldırılması davası iki tür nafaka için açılabilir. Bunlar; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının kaldırılması.

Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası

Yoksulluk nafakası, boşanma sebebi ile yoksulluğa düşecek olan tarafa diğer eş tarafından yapılan nakdi yardımdır. Yoksulluk nafakası için iki önemli koşul bulunmaktadır. Bunlardan ilki taraflardan birinin boşanma sebebi ile yoksulluğa düşmesi iken diğeri ise yoksulluğa düşecek olan tarafın diğer eşe oranla daha az kusurlu olmasıdır.

Yoksulluk nafakası yukarıda açıkladığımız hallerde kendiliğinden sona erebileceği gibi koşulları var ise mahkeme kararı ile de kaldırılabilmektedir.

Yoksulluğun ortadan kalkması, resmen evli olmaksızın fiilen evli gibi yaşanması, nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi gibi şartlardan birinin varlığı halinde yoksulluk nafakası mahkeme kararıyla kaldırılabilir.

  1. Yoksulluğun ortadan kalkması; yoksulluk ortadan kalktığı zaman nafaka alacaklısına halen nafaka ödenmesi bu nafakanın veriliş amacından sapmaktadır. Yoksulluğun ortadan kalktığı her durumunda nafakanın kaldırılması hakkaniyete uygun düşmediğinden hakim bu durumlarda nafakanın indirilmesine de karar verebilmektedir.
  2. Resmen evli olmaksızın fiilen evli gibi yaşanması; nafakanın verilmesindeki temel amaç boşanma ile eşin desteğinden mahrum kalınması olduğundan fiilen evli gibi yaşayan nafaka alacaklısına nafaka ödenmesi hakkaniyete aykırıdır. Fiilen evli gibi yaşayan nafaka alacaklısının nafakası kaldırılır.
  3. Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi; nafaka alacaklısı olan eşin haysiyetsiz hayat sürmesi haklı sebep olarak görülmekte ve nafakanın kaldırılmasına karar verilebilmektedir.

İştirak Nafakasının Kaldırılması Davası

İştirak nafakası; boşanma veya ayrılık davası sonucu müşterek çocuğun velayetini alan eşe, müşterek çocuğun giderlerine katılmak için diğer eş tarafından verilen nafakadır.

İştirak nafakası bazı hallerde kendiliğinden sona erebildiği gibi şartları var ise mahkeme kararı ile de sona erebilmektedir. İştirak nafakasının kaldırılması şartları şunlardır:

  1. Velayet hakkının değişimi; müşterek çocuğun velayeti daha sonradan nafaka alacaklısı olan eşten diğer eşe geçer ise iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar.
  2. Feragat durumu; mahkeme tarafından iştirak nafakasına hükmedilmişse bile eşler anlaşarak iştirak nafakasından feragat edebilirler. İştirak nafakası sürekli bir hak olduğundan dolayı feragat edilse dahi sonradan tekrar talep edilebilmektedir.
  3. Müşterek çocuğun ölmesi; iştirak nafakası verilmesinin temeldeki amacı müşterek çocuğun giderlerine velayet hakkına sahip olmayan eşin de katlanması olduğundan çocuğun ölmesi halinde halen nafaka ödenmesi hakkaniyete aykırıdır.
  4. Evlat edinme durumu; TMK uyarınca evlat edinme durumunda ana babaya ait olan yükümlülükler evlat edinene geçtiğinden dolayı iştirak nafakası sona ermektedir. Evlat edinenin ölmesi halinde ana babanın nafaka yükümlülüğü devam eder.
  5. Müşterek çocuğun ergin olması; TMK m. 328’de iştirak nafakasının çocuğun genellikle ergin olduğu tarihe kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Şayet ergin olduğu tarihte çocuğun halen eğitimi devam ediyorsa eğitimi bitene kadar iştirak nafakası ödenmeye devam etmektedir.
  6. Nafaka yükümlüsünün mali durumunun bozulması; Nafaka yükümlüsü mali durumunun bozulması halinde mahkemeye başvurarak nafakanın sona ermesini talep edebilmektedir. Şayet mali durumunun bozulmasında nafaka yükümlüsünün kusuru yok ise mahkeme tarafından nafakanın kaldırılmasına karar verebilmektedir.
  7. Çocuğun kazanç sağlamaya başlaması durumu; bu durumda nafaka yükümlüsü mahkemeden nafakanın kaldırılmasını talep edebilmektedir. Şayet çocuğun nafakaya ihtiyacı kalmadığına karar verilirse nafaka hakim tarafından sona erebilmektedir.
Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Hatalı Ekspertiz Raporu Dava Süreci 2024

Nafakanın Kaldırılması Davası Vekalet Ücreti ve Mahkeme Masrafları

Nafakanın kaldırılması davası neticesinde kazanan taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilir. İşbu davalarda maktu vekalet ücreti 17.900,00 TL’dir. 

Nafakanın kaldırılması davası 1 yıllık nafaka miktarı üzerinden nispi harca tabidir.

Nafakanın Kaldırılması Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafakanın kaldırılması davası görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısı olan eş veya çocuğun yerleşim yeri mahkemesidir. 

Nafakanın Kaldırılması Davası Yargıtay Kararları


  • Yargıtay 3. HD. 2014/820 E., 2014/8178 K.
  • Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası

Davacı, birikmiş nafaka alacağı nedeniyle maaşından yüksek oranda kesinti yapıldığını, kesintilerden sonra kalan bakiye maaşın geçimi için yeterli olmadığını gerekçe göstererek eldeki davayı açmış ve mahkemece de talebi yerinde görülerek yoksulluk ve iştirak nafaka miktarlarında indirim yapılmış ise de; nafaka borcunu zamanında ödemeyerek borcun birikmesine neden olan davacının, borcunun artmasına kendisi neden olduğundan, hiç kimsenin kendi kusurundan hak elde edemeyeceği ilkesi göz ardı edilerek yazılı gerekçelerle nafakaların indirilmesi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; en son nafaka artırımın yapıldığı tarihle, eldeki nafakanın indirilmesi davasının açıldığı tarih arasında nafaka yükümlüsü olan davacının ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarında indirim yapılmasını haklı kılacak bir değişikliğin olmadığı göz önünde bulundurularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.


  • Yargıtay HGK. 1994/2-758 E., 1995/29 K.
  • Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası – Tanık Beyanları 

Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davada dinlenen tanık beyanlarından davalının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra işe girip çalıştığı ve devamlı bir gelir temin ettiği gerçekleşmiştir. Medeni Kanun’un 145/3. maddesi şartları oluşmuştur. Davalının sonradan işten ayrılması davacı yararına oluşan dava hakkını ortadan kaldıramaz. Bu yön gözetilmeden davanın reddi doğru görülmemiştir.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  İşçinin İşverene Zarar Vermesi 2024

  • Yargıtay HGK. 2005/3-267 E., 2005/285 K.
  • Nafakanın Kaldırılması Davası – Temyiz Edilebilirlik Sınırı – Yıllık Nafaka Tutarının Esas Alınması

Nafaka davaları yönünden temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırının belirlenmesinde, yıllık nafaka tutarının esas alınması gerektiği açıktır. Somut olayda, temyiz istemi Yerel Mahkemenin 1.02.2005 günlü direnme kararına yönelik olup, Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın ilişkin bulunduğu tutar, nafakanın yıllık tutarı 900.000.000 TL.dir. Direnme kararının verildiği tarihte, 5219 sayılı Kanun’un temyiz sınırını bir milyar TL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve eldeki davanın müddeabihi bu sınırın altında olduğuna göre, direnme kararı kesin olup, temyizi mümkün değildir.


  • Yargıtay 3. HD. 2005/5860 E., 2005/6176 K.
  • Nafakanın Kaldırılması Davası – Asgari Ücret Düzeyinde Gelire Sahip Olmak

 Nafakanın kaldırılması istemiyle açılan iş bu dava tarihinde, davalının aynı işyerinde asgari ücretle çalıştığı mahkemenin kabulündedir. Boşanma tarihindeki davalının mal varlığı ve gelir durumu ile bu dava sırasındaki durumu arasında herhangi bir fark gözükmemektedir. Kesinleşen boşanma kararıyla davalının yoksulluk nafakasına müstehak bulunduğunun saptanmış bulunmasına göre, şartları gerçekleşmeden nafakanın kaldırılmasına karar verilemez.

Asgari ücret düzeyinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. Davalı kadının mevcut ekonomik durumu davanın açıldığı tarihteki şartlara göre onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


  • Yargıtay 3. HD. 2015/1555 E., 2015/9549 K.
  • Nafakanın Kaldırılması Davası – Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Talebinin, Azaltılması Talebini De İçermesi

Tarafların sosyal-ekonomik durumlarının araştırmasından; davacının emekli memur olup, emekli maaşı aldığı, babasına ait evde kira vermeden oturduğu; davalının ise vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı ve kendisine ait evde oturduğu anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmektedir.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  Haksız İnşaat ve Taşkın Yapı Davası

  • Yargıtay 3. HD. 2011/8423 E., 2011/14999 K.
  • Nafakanın Kaldırılması Davası – Yoksulluk Nafakasının Değişen Durumlara Göre Uyarlanması

Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesinde, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir ay sonra nafakanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, aradan geçen sürede tarafların mali durumlarında önemli ölçüde değişiklik meydana geldiği ispat edilememiştir.

Öte yandan, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasıyla dava dışı müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakası, boşanma davasında davacının mali durumu belirlendikten sonra birlikte karara bağlanmıştır. Bu nedenle, aynı davada hüküm altına alınan nafakalardan birinin, diğerinin azaltılmasına sebep teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi de yerinde değildir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve hüküm ifade ettiği tarih gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekir.


  • Yargıtay 2. HD. 2023-4468 E., 2023/3378 K.
  • Nafakanın Kaldırılması Davası – Nispi Harç 

Erkeğin nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmadığı, kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu 30 uncu ve 32 nci maddeleri) davaya devam edilmesinin yanlış olduğu; … erkeğin asıl boşanma davasının kabulüne karar verildiği gözetilmeden karar verilmesi doğru değildir.


Nafakanın Kaldırılması Dava Dilekçesi

Nafakanın kaldırılması dava dilekçesi aşağıda yer almaktadır. İşbu dilekçe örnek teşkil etmesi amacıyla hazırlanmış olup her somut olaya göre değişkenlik arz edecektir. Bu nedenle alanında uzman bir avukat yardımıyla dava dilekçesinin hazırlanmasını tavsiye ederiz. 


…. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI                               :

VEKİLLERİ                        : Av. xxxxxxx

DAVALI                               :

KONU                                   : Aylık nafakanın kaldırılması, bu talebimiz kabul edilmez ise …-YTL ye indirilmesi isteminden ibarettir.

AÇIKLAMALAR                :

1-Müvekkil, …… tarihinde boşanmış olup müşterek çocuk olan davalının velayeti diğer eşe bırakılmıştır. … esas numaralı boşanma davasında davalı lehine aylık …. TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

2- İştirak nafakasının veriliş amacı velayeti almayan eşin müşterek çocuğun giderlerine katlanması gerektiği düşüncesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesine göre iştirak nafakası çocuğun ergin olduğu zamana kadar ödenmektedir.

3- Davalı ….. tarihinde doğmuş olup 18 yaşındadır. Emsal kararlarda ve ilgili kanun hükmünde de görüldüğü üzere  davalı ergin olmuştur ve iştirak nafakasının kaldırılması gerekmektedir.

4- Daha önce takdir edilen nafakanın kaldırılmasını, Mahkemenizce bu istemimiz kabul edilmediği takdirde aylık nafakanın… TL ye indirilmek suretiyle azaltılmasını talep etmek için Sayın Mahkemenize başvurma mecburiyetimiz doğmuştur.

H. NEDENLER : TMK, HMK ve ilgili mevzuat.

H. DELİLLER : Tanık beyanları, Hastane ve Doktor Raporları, … Mahkemesi  … gün ve … sayılı kararı ve sair yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız  ve yargılama esnasında re’sen göz önüne alınacak nedenlerle nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde nafakanın azaltılarak ….TL ye hükmedilmesine karar verilmesini saygıyla vekaleten talep ederim. 26.03.2023


DAVACI VEKİL

Av. xxxxxx

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir