Ceza Hukuku

(Gasp) Yağma Suçu Nedir TCK 148-149 2024

yagma sucu cezasi 2024 1335

Yağma Suçu Nedir?

Yağma suçu

Yağma suçu, bir kişinin zorla veya tehditle başka bir kişinin malını veya parasını almasıdır. Klasik suçlardan olan yağma suçu, tipik bir bileşik suçtur. Yağma suçu, tehdit veya cebir ile hırsızlık suçlarının birleşmesiyle oluşur. 765 sayılı TCK döneminde “gasp” olarak da adlandırılan yağma, esasında cebir veya tehdit kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktan ibarettir. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilâve unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır. Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında ise bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.

Yağma Suçu Cezası 

Yağma suçu cezası 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası iken nitelikli hali ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.

Yağma Suçunun Unsurları

Yağma suçu, Türk Ceza Kanunu‘nun 148, 149, 150. maddelerinde düzenlenen malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Yağma suçu, bir kişinin kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir başkasına ait malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle işlenir. Yağma suçunun unsurları şunlardır:

Fail: Yağma suçunun faili, cebir veya tehdit kullanarak bir kişinin menkul malını gasp eden kişidir. Failin, mağdurun malını alma kastıyla hareket etmesi gerekir.
Mağdur: Yağma suçunun mağduru, cebir veya tehdit altında malını teslim eden veya alınmasına karşı koyamayan kişidir. Mağdur; malın sahibi veya zilyedi olabileceği gibi suç yerinde bulunup malı korumaya çalışan veya mal sahibine yardım etmek isteyen üçüncü bir kişiyi de kapsamaktadır.
Mal: Yağma suçunun konusunu, başkasına ait olan ve zilyetliği değiştirilebilen taşınır mallar oluşturur. Taşınmaz mallar, yağma suçunun konusu olamaz. Taşınmazların cebir veya tehditle işgal edilerek malikin yararlandırılmaması halinde, yağma suçu değil, cebir veya tehdit ile hakkı olmayan yere tecavüz suçları oluşur. Bir kimseyi tehdit ederek veya cebir uygulayarak taşınmazını sattırıp parasını alması halinde, suçun konusu sattırılan taşınmaz olmayıp, taşınmazın satışından elde edilen ve faile verilen para olduğundan yağma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Cebir: Mağdura fiziki olarak etki eden, onun mukavemetini bertaraf eden her türlü zorlayıcı harekettir. Kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana getirilmesidir. Yapması, yapmaması veya bir şeyin yapılmasına müsaade etmesi için kullanılır.
Tehdit: Mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması gerekli ve yeterlidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya mağdurun bundan korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Tehdidin hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa veyahut mal varlığına yönelik olması gerekmektedir.

Yağma suçunda failin yarar sağlama maksadıyla hareket etmesi yeterli olup ayrıca yağmaladığı maldan faydalanmış olması aranmaz.

  • Mala zarar verme,
  • zilyedin maldan yararlanmasına engel olma, (mesela mağdurun polisi aramasına engel olmak maksadıyla cep telefonunu alma, olay yerinden kaçarken mağdurun kendisini takip etmesine engel olmak için aracın anahtarını alma)
  • yakalanmaya engel olma (mesela görüntülerini kaydeden kamera kayıt cihazını alma)

amacıyla hareket edilmiş olması halinde yağma suçu oluşmayacaktır.

Yağma Suçunda Cezayı Ağırlaştırıcı Ve Hafifletici Nedenler

Yağma suçunda cezayı ağırlaştırıcı nedenler:

Yağma suçunun;

  • Silahla,
  • Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
  • Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  • Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
  • Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
  • Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
  • Gece vaktinde

işlenmesi halinde faile verilecek ceza 10-15 yıl arasında olacaktır.

Yağma suçunda cezayı hafifletici nedenler:

  • Hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçunun işlenmesi,
  • Yağma suçuna konu malın değerinin az olması

hallerinde verilecek olan temel cezada indirime gidilir.

Yağma Suçu Savunma

Yağma suçunu işlediği iddia edilen kişinin gerek soruşturma evresinde gerekse de kovuşturma evresinde nitelikli bir savunma yapması gerekir.

Yağma suçu savunma dilekçesi somut olaya göre hazırlanmalıdır. Şüpheli veya sanık hakkında lehe hususlar hukuki bir dille belirtilmelidir. Somut olayda cezayı hafifletici nedenler, hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçu, malın değerinin azlığı, delil yetersizliği, gönüllü vazgeçme, haksız tahrik gibi olguların varlığına dikkat edilmelidir. Bu doğrultuda savunma yapılmalıdır.

Hukuki Alacağın Tahsili Amacıyla Yağma Suçu (TCK 150/1)

TCK madde 150/1 hükmü gereğince kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Kişi, hukuki bir alacağın tahsili amacıyla hareket etmesi sonucunda tehdit veya kasten yaralama suçları oluşursa kişiye yağma suçundan değil de tehdit veya kasten yaralama suçlarından ceza verilir.

Yağma suçu uzlaştırmaya tabi bir suç değildir. Ancak hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçunda tehdit veya kasten yaralama suçlarına ilişkin hükümler uygulanacağı için bu suçlar açısından uzlaştırmaya tabidir.

Yağma suçunda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Ancak hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçunda görevli mahkeme tehdit veya kasten yaralama suçları açısından değerlendirme yapılmak suretiyle belirlenir. TCK 150/1 hükmünün uygulama alanı bulacağı durumlarda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı Yargıtay

Yağma suçunda malın değerinin azlığı hali, hafifletici neden olarak TCK madde 150/2 hükmünde düzenlenmiştir. TCK madde 150/2 hükmü mucibince yağma suçunda malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.

Bu durumda yağma suçunun temel hali için verilecek 6-10 yıl arası cezaya, malın değerinin azlığı nedeniyle 1/3 ile 1/2 arasında indirim uygulanabilecektir.

Yağma suçunun TCK madde 149/1 hükmünde düzenlenen nitelikli hallerinde verilecek 10-15 yıl arası cezaya ise malın değerinin azlığı nedeniyle yine 1/3 ile 1/2 arasında indirim uygulanabilecektir.

Yargıtay 6.CD 2020/9675 E., 2021/10670 K.:

Değer azlığının” 5237 sayılı Kanuna özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun mağdur üzerindeki yansımaları ile yalnızca gereksinmesi kadar değer olarak da az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da değerlendirilip, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği, somut olayda suça sürüklenen çocuğun katılanın önüne çıkarak 1 TL para istediği, katılanın korkarak istediği parayı vermesi üzerine suça sürüklenen çocuğun ‘daha fazla para ver, sen de vardır, bak üzerini ararım çıkarsa karışmam hesabını sorarım’ diyerek katılanın montunun cebinde bulunan cüzdanın içerisindeki 10 TL parayı alarak uzaklaştığı olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında yağma suçunda değer azlığı nedeniyle indirimi düzenleyen TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanma koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle BOZULMASINA…

Yağmaya Dönüşen Hırsızlık Suçu (Dolaylı Yağma)

Bazı durumlarda fail, hırsızlık amacıyla harekete geçip sonraki aşamalarda cebir ve tehdit kullanabilmektedir. Bu durumda eylemin hangi suçu oluşturacağı konusunda tereddüt yaşanmaktadır. Suç kastının eylemin bir aşamasında değişmesi nedeniyle fiili gerçekleştirenin doğan sonuçtan sorumlu olacağı muhakkaktır.

Yargıtay 6. CD. 2012/18935 E., 2015/42395 K.:

Suç tarihinde saat 18:00 sularında hırsızlık yapmak amacıyla yakınanın evine girip telefonunu alan sanığın, içeride karşılaştığı yakınana bıçak çekerek tehdit ettiğinin yakınan ve tanık A’nın ısrarlı anlatımları ve bunu doğrulayan sanığın soruşturma aşamasındaki kabulü ile anlaşılması karşısında; sanığın hırsızlık olarak başlayıp tamamlanmadığı bir aşamada eyleminin konutta ve silahla yağma suçuna dönüştüğü düşünülmeden, eylemin vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması BOZMAYI gerektirmiştir.

Yağma Suçunun İspatı

Ceza hukukunda hakim ilke olan delil serbestliği ilkesidir. Bu ilke, hakimin vicdani kanaatine göre hukuka uygun her türlü delili değerlendirebileceği anlamına gelir. Bu ilke nedeniyle yağma suçunun ispatı da pek çok delille olabilir.

Yağma suçunun ispatı için olayın gerçekleştiği yer, zaman, failin kimliği, mağdur, kullanılan tehdit veya cebir yöntemi, elde edilen malın niteliği ve değeri, olaya ilişkin kamera kayıtları, HTS kayıtları, parmak izi, DNA, sanığın ikrarı ve tanık beyanları gibi deliller dikkate alınır.

HTS kayıtları, sanığın cep telefonunun hangi baz istasyonundan sinyal verdiğini gösterir. HTS kayıtları ile sanığın olay yerine ne kadar mesafede olduğu tespit edilebilir. Yağma suçunda HTS kayıtları olayın gerçekleştiği yer ve zaman ile failin bulunduğu yer arasındaki ilişkiyi ortaya koyması açısından önem teşkil etmektedir.

Yağma suçunda parmak izi ve DNA failin kimliğini belirlemesi açısından önemlidir. Parmak izi ve DNA olay yerinde veya elde edilen mal üzerinde bulunabilir. Parmak izi ve DNA’nın sanığa ait olup olmadığı tespit edilir.

Yağma suçunda sanığın ikrarı ve tanık beyanları; failin kimliğini ve eylemini kabul etmesi veya mağdur veya tanıklar tarafından teşhis edilmesi yağma suçunun ispatı açısından önemlidir. Sanığın ikrarı ve tanık beyanları, diğer delillerle desteklenmeli ve tutarlı olmalıdır.

Yağma suçunun ispatında deliller yetersiz kaldıysa yani sanığın suçu işlediği mevcut deliller ile kesin bir şekilde ortaya çıkarılamamış ise beraat kararı verilebilir. Yağma suçunda delil yetersizliği, CMK 223/2-e hükmüne göre beraat kararı verilmesine sebep olabilir. 

Yağma Suçu Şikayetten Vazgeçme

Yağma suçu şikayete tabi bir suç değildir. Bu nedenle şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesine sebep olmaz.  Yağma suçunda şikayetten vazgeçme halinde savcılık ve mahkeme resen hareket eder ve suçun kamu adına soruşturulması ve kovuşturulması yapılır. Ancak somut olayın özelliklerine göre hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma suçu için şikayetten vazgeçme halinde ceza davasının düşme ihtimali bulunmaktadır.

Yağma Suçu Zamanaşımı Süresi

Yağma suçunda 15 yıllık dava zamanaşımı süresi bulunmaktadır.  Yani suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içinde savcılığa intikal edilmemiş ise yağma suçu zamanaşımına uğrar.

Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık

Yağma suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın yarıya kadarı indirilir. Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde ise yağma suçunda etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın üçte birine kadarı indirilir.

Yağma Suçu Teşebbüs

Suça teşebbüs, TCK madde 35 hükmünde düzenlenmiştir. Yağma suçu teşebbüs halinde verilecek olan temel cezada indirim yapılır. Yağmaya teşebbüsün cezası ise temel cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilerek belirlenir.

Yağma Suçunda Gönüllü Vazgeçme

Yağma suçunda gönüllü vazgeçme halinde teşebbüsten ceza verilmez. Ancak eylemin tamamlandığı kısım suç oluşturuyorsa o suç kapsamında ceza verilir. Yağmada gönüllü vazgeçmeye örnek verecek olursak; mağduru tehdit ederek cüzdanındaki parayı isteyen bir kişi, mağdurun cüzdanındaki parayı çıkarıp uzatmasına rağmen yağmadan vazgeçip parayı almadan uzaklaşırsa, yağmaya teşebbüsten cezalandırılmaz ancak şikayet halinde sadece tehdit suçundan ceza verilir.

Yağma Suçunda Haksız Tahrik Mümkün Mü?

Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamalarına göre yağma suçunun niteliği itibariyle haksız tahrik hükümleri ile bağdaşmadığı nazara alındığı ve yağma suçunun tahrik altında işlenemeyeceği kabul edilmektedir. Ancak Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2021/8385 E., 2022/2237 K. sayılı 23.02.2022 tarihli kararında ise dairenin uygulamalarının aksine yağma suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu karar Yargıtay’ın mevcut uygulamalarının değişmeye başladığını gösterebilir.

Yağma Suçundan Tutuksuz Yargılanmak Mümkün Mü?

Yağma suçu, bir kimsenin malını cebir veya tehdit kullanarak elinden almak veya kendisini borçlandıran senedi vermesini sağlamak suretiyle işlenebilir. Yağma suçundan tutuksuz yargılanmak için somut olayda CMK m. 100 hükmünde sayılan tutuklama nedenlerinin bulunmaması gerekmektedir.

Soruşturma aşamasında şüphelinin veya kovuşturma aşamasında sanığın kaçma ihtimalinin olmaması, delilleri karartma riskinin bulunmaması ve kuvvetli suç şüphesinin olmaması hallinde şüpheli, yağma suçundan tutuksuz yargılanabilir. Aksi halde soruşturmada sulh ceza hakimliği ya da kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme, tutuklama kararı verebilir. Yağma suçu, katalog suçlar arasında yer aldığı için tutuklama kararı verilme ihtimali her zaman bulunmaktadır.

Nitelikli Yağma Suçundan Beraat 

Yağma suçunun nitelikli hallerine yukarıda değinmiştik. Nitelikli yağma suçundan beraat kararı verilmesi somut olayın özelliklerine, sanığın savunmasının niteliğine ve dosya kapsamında bulunan delillere bağlıdır. 

Nitelikli yağma suçundan beraat edilmesi halinde sanığın tazminat hakkı bulunmaktadır. Nitelikli yağma suçundan beraat eden sanığın tazminat alabilmesi için yargılama sürecinde sanığa koruma tedbirleri uygulanmış olması gerekmektedir. Bu koruma tedbirlerine yakalama, tutuklama, arama, el koyma vb. örnek verilebilir.

Detaylı bilgi için Haksız Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Yağma Suçunda Adli Para Cezası Ve Erteleme Mümkün Mü?

Kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının 1 yıldan fazla olması sebebiyle yağma suçunun adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Yağma suçu nedeniyle verilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkün değildir.

Yağma Suçu Yargıtay Kararları

Yağma suçunda ciddi, korkutucu seviyede cebir veya tehdit içeren söz ve hareket bulunmalıdır:

Sanığın yakınına hitaben “üzerinde ne var ” sorusu üzerine korkup paniğe kapılarak cebindeki müzik çalar ile cep telefonunun sanığa verdiği somut olayda, malın teslimi sırasında yağma suçunda aranan boyutta objektif nitelikteki ciddi, korkutucu seviyede cebir/tehdit içeren söz veya hareket bulunmadığı, salt yakınanın kendi iç dünyasındaki korku ve endişesiyle malın teslimine yöneldiğinin anlaşılması karşısında, sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması… (Yargıtay 6. CD. 2013/27279 E. – 2015/45418 K.)

Yağmada faydalanma amacı bulunmalıdır:

Evlilikleri süresince yaşadıkları anlaşmazlık ve kavgaların sonucu olarak sözle de ifade ettiği boşanma isteğini açığa vurmak amacıyla, toplumda da evlilik birliğinin sembolü olarak kabul edilen alyans ve tektaş yüzüğü mağdurenin parmağından çıkarıp almasında, faydalanma amacıyla hareket ettiği sabit olmadığından, üzerine atılı yağma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, ancak sanığın mağdureye karşı gerçekleştirdiği eylemlerin tehdit ve kasten yaralama suçlarını oluşturabileceğinin kabulü gerekmektedir. (YCGK 2016/6-331 E. – 2016/352 K.)

Kısmi iadeye rıza sonrası etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağına ilişkin karar:

Kısmen iade veya tazmin halinde etkin pişmanlığı düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 168. maddesinin dördüncü fıkrasının; “kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için ayrıca mağdurun rızası aranır” şeklindeki açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere yasa koyucu, kısmen iade veya tazmin nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında mağdurun iradesini esas almak suretiyle bu hükmün uygulanabilmesini mağdurun rızası koşuluna bağlamış, mağdurun kısmi iade ve tazmine rıza göstermemesi halinde ise failin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağını hüküm altına almıştır.

Soruşturma aşamasında, eşyalarının bir bölümü iade edilmesine karşın, ısrarla kısmi iadeye rızası bulunmadığını ve sanıktan şikâyetçi olduğunu, kovuşturma aşamasında ise, önce sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan eden mağdurun, ancak suça konu eşyaların ağırlıklı bölümünü teşkil eden ve kısmi iadenin gerçekleştirildiğinin kabulünü gerektirir nitelikteki parasal ödemeden sonra kısmi iadeye rıza gösterdiğini ve şikâyetinden vazgeçtiğini belirtmiş olması karşısında; mağdurun değer verdiği iadenin gerçekleştirildiği ve kısmi iadeye rızasını gösterdiği hüküm verilmezden önceki evreyi esas almak suretiyle sanık hakkında TCK 168 kapsamında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. (YCGK 26.10.2010 tarih, 2010/6-173E-2010/208K)

Kısmi iadenin hangi aşamada yapıldığının araştırılması gerektiğine ilişkin Yargıtay kararı:

Sanığın aşamalarda, yağma konusu malların bir kısmını soruşturma evresinde tanık Fazıl aracılığıyla iade ettiğini savunması, adı geçen tanık ile yakınanın da savunmayı doğrulamaları ve yakınanın sanık hakkında kısmi iade hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterdiğini beyan etmesi karşısında, suça konu mallardan bir kısmının soruşturma evresinde iade edilip edilmediği duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırılıp, sonucuna göre soruşturma aşamasındaki kısmi iadeye ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanamayacağının tartışmasız bırakılması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. (YCGK 2011/6489 E-2012/231 K.)

Yağma suçunda şüpheden sanık yararlanır ilkesine ilişkin Yargıtay kararı:

Şüpheli ve aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. (Y 6 CD 2010/20342 E. 2011/938 K)

Yağma suçunda zarar ve etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin Yargıtay kararı:

Kısmen iade veya tazmin halinde etkin pişmanlığı düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 168. maddesinin dördüncü fıkrasının kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için ayrıca mağdurun rızası aranır şeklindeki açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere yasa koyucu, kısmen iade veya tazmin nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında mağdurun iradesini esas almak suretiyle bu hükmün uygulanabilmesini mağdurun rızası koşuluna bağlamış, mağdurun kısmi iade ve tazmine rıza göstermemesi halinde ise failin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağını hüküm altına almıştır.

Mağdur, kendisini bilemeyecek ve savunamayacak hale kendiliğinden gelmişse failin bu durumdan yararlanarak mağdurun malını alması halinde yağma değil hırsızlık suçu oluşacaktır.

Yağma suçunun işleme kastının sabit olmadığı durumda suçun dönüşen hali ile hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yağma suçundan beraat, kasten yaralama suçundan suç ihbarında bulunularak hükümde çelişkiyle duraksamalara neden olunması bozmayı gerektirmiş (Yargıtay 6. CD 06.04.2016 tarih, 2013/6356E- 2016/3091K)

Yararlanma kastı yoksa yağma suçu oluşmaz:

Yararlanma kastıyla bir malın alındığının saptanamaması durumunda açılan kamu davası içinde barındırdığı birleşik suçlardan hangisine dönüşüyor ise bunun belirlenerek hüküm kurulması gerekirken… (Yargıtay 6. CD 30.03.2016 tarih, 2013/30691E- 2016/2668K)

Malın değeri verilecek ceza ile orantılı olmalıdır:

Mağdurun suça konu müzik çaları bir süre önce 29 TL’ye satın aldığını, müzik çalarının pahalı bir şey olmadığını ve kulaklığının tekinin de bozuk olduğunu beyan etmesi, sanığın mağdurdan suça konu müzik çalar dışında herhangi bir talepte bulunmayarak kastını sadece müzik çaları almaya özgülemesi, yağmalanan müzik çaların değerinin objektif olarak az olması ve söz konusu eylemin mağdurun üzerinde ağır bir etki yarattığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir bulgunun olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin düzenlendiği TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir. (YCGK 2021/114K)

5237 sayılı TCK’nın 150. Maddesinin 2. Fıkrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramında yasa koyucunun amacı ve suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği… (Y. 6. C.D. 16.04.2018 tarih, 2015/5278 E-2018/2918 K)

Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır:

Kişinin eyleminin bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. (YCGK 23.05.2017 tarih, 2017/6-88 E- 2017/290 K)

Çocukların yağma suçunun mağduru olamayacağına ilişkin Yargıtay kararı:

Oluşa ve kabule göre, sanığın 4, 5 ve 6 yaşlarındaki mağdureleri yanına çağırarak kollarından bilezikleri aldığının anlaşılması karşısında, bu yaşlardaki çocukların kollarındaki bileziklerin alınmasında ne şekilde cebir, şiddet ve tehdidin oluştuğu açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde uygulama yapılması bozmayı gerektirmiş. (Y. 6. C.D. 18.12.1995 tarih, 13551/13677)

Yağma suçunda birden fazla ağırlaştırıcı neden birlikte gerçekleşmişse:

Sanığın mağdur Hasan Halıcı’yı açık kimliği tespit edilemeyen arkadaşı ile birlikte ve silahtan sayılan sprey kullanarak yağmaladığı, eyleminin bu haliyle TCK’nın 149/1-c bendinin yanında, aynı yasanın 149/1-a maddesini de kapsadığının ve temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (Y 6 CD 08.11.2016 tarih, 2014/5679 E- 2016/6513 K)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir