Hukuki Makaleler

Ekonomik Şiddet Nedeni İle Boşanma Davası

Ekonomik Şiddet Nedeni İle Boşanma Davası

Ekonomik Şiddet Nedeni İle Boşanma Davası; Evlilik, iki kişinin karşılıklı belirli hak ve yükümlülüklere sahip olduğu bir birlikteliktir. Bu birliktelikte yaşanan bazı olumsuz durumlarda evlilik birliği bozulabilir. Bu olumsuz durumlardan kanunda belirtilenlerden başlıcaları zina, terk, akıl hastalığı gibi özel boşanma sebepleri ve evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi genel boşanma sebeplerinden ibarettir. Ayrıca içtihatlarla yerleşmiş olan bazı boşanma sebepleri de şöyledir; çalışmamak, cimrilik, eve haciz getirmek…

Ekonomik Şiddet Nedeni İle Boşanma Davası

Ekonomik şiddet; cezalandırmak, üstünlük kurabilmek, kontrol altında tutabilmek gibi sebeplerle kişiye karşı maddi güç kullanarak uygulanan şiddettir. Maddi geliri sömürme, kişinin gelirine veya birikimine el koyma, borçlandırma ekonomik şiddetin türlerinden sayılabilir. 

   Evlilik birliği içinde ekonomik şiddet, birlikteliğin sona ermesindeki en önemli etkenlerden biridir. Evlilik birliği içindeki ekonomik şiddet eşlerden birinin diğerine karşı maddi açıdan kontrol uygulaması, harcamaları kısıtlaması, birlik görevini ihmal etmesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

   Sonuç olarak ekonomik şiddet evlilik birliği üzerinde ciddi olumsuzluklara yol açar ve aile birliğinin bozulmasına sebep olur. Bu yazıda ise ekonomik şiddetin nasıl ispatlanabileceğini, cimrilik, tutumluluk, birlik görevini yerine getirmemek, bağımsız konut sağlamamak, eve bakmamak, eşin çalışmaması, zorla çalışması veya çalıştırılmaması, borçlandırıcı davranışlarda bulunmanın ekonomik şiddet sebebiyle evlilik birliğinin bozulmasına neden olup olmadığını ele alacağız.

BOŞANMADA EKONOMİK ŞİDDET İSPATI

   Ekonomik şiddet nedeniyle boşanma davalarında ekonomik şiddetin ispatlanması oldukça önem taşımaktadır. Ekonomik şiddetin ispatı, banka-kredi kartı dökümleri, internet sitesi üyelikleri, e-postalar, faturalar, haciz belgesi gibi belgelerle olabileceği gibi bu davalarda tanık da dinletilebilir. Ayrıca bu tür delillerin toplanması davanın seyri açısından da olumlu sonuçlara yol açacaktır.

   Yargıtay kararlarında hangi fiillerin ekonomik şiddet oluşturduğu hususu çeşitlilik arz etmektedir. Örneğin;

…İlk derece mahkemesi, erkeğin eşini aşağıladığı, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve eşine ekonomik şiddet uyguladığından bahisle tam kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararında, davacı kadının erkeğin ekonomik şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği vakıalarına dayanmadığı belirtilerek, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğine, aile müdahalesine sessiz kalan erkeğin bu kusurunun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğine ve kadın yararına manevi tazminatın koşullarının oluşmadığına hükmedilmiştir…Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2020/1006 E. , 2020/2138 K.)

Nitekim Yargıtay başka bir kararında ise;

“…davalı kocanın eşinin ziynetlerini onu kandırmak suretiyle elinden alıp kendi babasına verdiği, kocanın babasının mirasını reddetmesi sonucu davacının ziynetlerini alamayacak duruma düştüğü; bu durumun davalının davacıya ekonomik şiddet uygulaması niteliğinde ve davalının kusuru olduğu…” gerekçe gösterilerek boşanma kararı verilmiştir. Ne var ki; mahkemenin davalıya kusur olarak yüklediği bu olay; ekonomik şiddet niteliğinde olmayıp, koşulları varsa kadına alacak davası açma imkanı veren niteliğiyle boşanma nedeni olarak kabul edilemeyecek bir olaydır… Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA… (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/19526 E , 2013/23003 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE CİMRİLİK NEDENİYLE BOŞANMA

   Cimrilik sebebiyle boşanmada eşlerden biri evin temel ihtiyaçlarının karşılanmaması, sağlık masraflarının reddedilmesi, sosyal yaşamdan mahrum bırakılması, temel kişisel ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi eylemlerle evlilik birliğini çekilmez hale getirir. Bu durumda eş cimrilik nedeniyle ekonomik şiddete maruz kaldığını iddia ederek boşanma davası açabilir. 

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası 2024

   Yargıtay kararına konu olan bir olayda:

…davacı kocanın eşine ve ailesine hakaret ettiği, aşağıladığı, beddua ettiği, aşırı cimri davranışlarda bulunup, kısıtladığı, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği ve fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır… davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir…mahkemenin tarafları eşit kusurlu kabul etmesi…Temyiz edilen hükmün… BOZULMASINA… karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2013/11308 E. , 2013/25192 K.,)

   Başka bir Yargıtay kararında ise:

…davalı-davacı kocanın, tarafların yaşamalarına elverişli bir konut temin etmediği, aşırı cimri davranmak ve eşinin hastalığı ile ilgilenmemek suretiyle de birlik görevlerini yerine getirmediği gerçekleşmiştir…yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…Temyiz edilen hükmün…BOZULMASINA…karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi   2013/18393 E. , 2014/38 K.)

EKONOMİK ŞİDDET, AŞIRI TUTUMLU VE TASARRUFLU OLMA

   Evlilik birliği içerisinde eşin aşırı tutumlu ve tasarruflu olması diğer eşin ekonomik bağımsızlığını zedeler niteliktedir. Temel ihtiyaçların karşılanmaması, aşırı tutumlu ve tasarruflu davranışların psikolojik baskı oluşturması, yine bu tür davranışların maddi kısıtlamalar meydana getirmesi evlilik birliğini çekilmez hale getirir.

   Ekonomik şiddet sebebiyle boşanmada cimrilik ve aşırı tutumlu ve tasarruflu olmayı birbirinden ayırt etmek gerekir. Cimrilik, ailenin temel ihtiyaçlarını bile karşılamayıp eşin para biriktirmesi iken, tutumlu ve tasarruflu olma ise cimriliğe varmadan evlilik birliğinin devamını zorlaştıran davranışlarda bulunmaktır. Yani tutumluluk sınırlarının aşıldığı durumlarda cimrilik baş göstermektedir.

   Nitekim Yargıtay kararına konu olan bir olayda:

…davalı-karşı davacının, tutumluluk sınırlarını aşacak şekilde aşırı cimrilik gösterdiği, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği ve bağımsız konut temininden kaçındığı…koca tarafından açılan karşı boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, karşı boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır…Temyiz edilen hükmün… BOZULMASINA…karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/18309 E. , 2012/13845 K.)

   Özetle; cimri bir eş evlilik birliğini çekilmez hale getirebilirken tutumlu bir eş ancak sınırları aştığı ölçüde evlilik birliğini çekilmez hale getirebilir. Bu durumda şartları oluşması halinde aşırı tutumlu olma nedeniyle boşanma davası açılabilir. 

EKONOMİK ŞİDDET VE BİRLİK GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEMEK

   Evlilik birliği içerisinde eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Eşlerden her biri evlilik birliğinin devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için birlikte hareket etmelidirler. Bu durum eşlerin birbirlerine karşı yükümlülüklerini doğurur. Bu yükümlülüklerin en önemlilerinden biri de eşlerin mali açıdan birlik görevini yerine getirmeleridir. Bu durumda her iki eşin de mali güçleri oranında evlilik birliğinin ihtiyaçlarına katılmaları gerekir. Aksi halde ekonomik şiddetin varlığından bahsetmek gerekecektir.

   Eşlerin ekonomik anlamda birbirlerine destek olmamaları, ekonomik yükün bir eşe yükletilmesi, aile birliğine ekonomik destek sağlanmaması, aile birliğinin ihtiyaçlarının paylaşılmaması ya da bilinçli bir şekilde eksik paylaşılması, diğer eşin mali olarak bağımlı hale getirilmesi eşlerin birlik görevini yerine getirmediğini işaret eden durumlardır. Ayrıca maddi durumu iyi olan eşin de birlik giderlerine katılması beklenir. Bunun yanında eğer eş mali gücü ölçüsünde birlik giderlerine katılıyorsa ancak bu diğer eşi tatmin etmiyorsa eşin birlik görevini yerine getirmediğinden söz etmek mümkün olmayacaktır.

   Evlilik birliği devam ederken eşlerden her biri birlik görevinin yerine getirilmediği gerekçesiyle tedbir nafakası isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda eşlerden her biri hakimin müdahalesini isteyebilir. Bu durumda hakim, eşler birlikte yaşarken ailenin geçimi için eşlerin yapacağı parasal katkıyı belirleyebilir. Gelecekte eşlerin mali durumunda bir değişiklik olursa yine eşlerden her biri hakimin kararında değişiklik yapmasını isteyebilir. 

   Nitekim Yargıtay bir kararında şu yönde karar vermiştir:

…toplanan delillerden davalı- davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı, davacı-davalı kadının ise eşine şiddet uyguladığı, ailesinin evliliğe müdahale etmesine sessiz kaldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinden ekonomik gücünün üstünde taleplerde bulunduğu, eşinin ablasını tehdit edip vurmaya teşebbüs ettiği anlaşılmıştır… Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda… davacı-davalı kadının daha fazla kusurlu… davalı- davacı kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi…Temyiz edilen hükmün… BOZULMASINA…karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/18887 E. , 2014/2033 K.)

   Yargıtay başka bir kararında ise;

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  14 Yaşındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir 2025

…davalı kadının eşine hakaret ettiği, cinsel birliktelikten kaçındığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, buna karşılık davacı kocanın da birlik görevlerini yerine getirmediği ve eşine şiddet kullandığı anlaşılmaktadır… tarafların eşit kusurlu bulunmasına rağmen, mahkemenin davalı kadını daha fazla kusurlu kabul ederek…Temyiz edilen hükmün…BOZULMASINA…karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/18237 E. , 2011/18681 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE BAĞIMSIZ KONUT SAĞLAMAMAK

   Evlilik birliğinin devamı için bağımsız konut sağlamak bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük yerine getirilmediğinde eşlerden her biri özel alanı olmaması, maddi bağımsızlığının olmaması, kısıtlanması, aile mahremiyeti olmaması gibi sebeplerle ortak hayatı sürdüremediğini ileri sürebilmektedir. Bu durum da ekonomik şiddetin sebeplerinden biridir.

   Bağımsız konut fiziksel ve manevi anlamda bağımsız konut olmak üzere ikiye ayrılır. Fiziksel anlamda bağımsız konut, konutun bölümlerinin eşlerin kullanımıyla sınırlandırılmasıyken manevi anlamda bağımsız konut, gündelik faaliyetlerin beraber yapılma zorunluluğu bulunduğu ortamların oluşmasıdır. Fiziksel anlamda bağımsız olan her konut her durumda manevi anlamda da bağımsız olduğu anlamına gelmez. Nitekim aile apartmanlarında durum böyledir. 

   Kanun koyucuya göre eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Nitekim Yargıtay kararlarında yerleşmiş bir içtihat olarak bağımsız konut temin etmemek kusur olarak kabul edilir.

   Yargıtay kararına konu olan bir olayda;

…Davalının davet edildiği konutun, bir apartmanın üçüncü katındaki “bağımsız bölümü” olduğu tartışmasızdır. Aynı binanın bir alt katındaki dairede davacının anne ve babasının oturmakta olması, davalının davet edildiği konutun manevi bağımsızlığını ortadan kaldırmaz. Konut fiziken bağımsızdır… Temyiz edilen hükmün… BOZULMASINA…karar verilmiştir.

şeklinde karar vermiş olsa da aynı olayın karşı oy yazısında bu durum eleştirilmiştir:

KARŞI OY:tarafların ortak konutlarının bulunduğu apartmanın aile apartmanı olduğu, 1. katta abisi ve ailesinin, 2. katta davacının babası ve eşinin, 3. katta ise tarafların oturduğu, apartmanda aile bireyleri dışında başka bir kimsenin oturmadığı anlaşılmaktadır.
Şu haliyle davalının davet edildiği konutun manevi bağımsızlığının bulunduğunu söylemek mümkün değildir… (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/3925 E. , 2014/22327 K.)

   Yargıtay başka bir kararında:

…toplanan delillerle davalının bağımsız konut sağlama ve birlikte yaşama konusunda gerekli çabayı göstermediği ve davacı kadını kovduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır… Temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA… karar verilmiştir. (2. Hukuk Dairesi 2009/5414 E. , 2010/7282 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE EVE BAKILMAMASI

   Evlilik birliği içerisinde eşlerden biri tarafından ailenin fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmaması, evin bakım, onarım, mutfak giderleri, ısıtma, soğutma gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması gibi durumlar eşler açısından hem psikolojik hem de fizyolojik sağlığı olumsuz yönde etkiler. Bu durumlar ortak hayatı temelinden sarsar ve ekonomik şiddet nedeniyle boşanma sonucunu doğurur.

   Yargıtay kararına konu olan bir olayda:

…davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı ve eşine ve evine bakmadığı, para bırakmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır… koca tam kusurludur Temyiz edilen hükmün… BOZULMASINA…karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2013/20742 E. , 2014/3213 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE BORÇLANDIRICI DAVRANIŞLARDA BULUNULMASI

   Eşlerden birinin evlilik birliği içerisinde aşırı borçlanması, diğer eşin onayı olmadan kredi çekmesi, diğer eşin onayı olmadan kefil olup kefilliğin borca dönüşmesi, riskli yatırımlar yapması, eve haciz getirmesi gibi durumlar evlilik birliğinin ekonomik dengesini bozar. Bu durumda da çiftler arasında ortak yaşam devam edemeyecek hale gelir ve ekonomik şiddet nedeniyle evliliğin sonlanmasına yol açar.

Bu yazımızı da okuyabilirsiniz:  İşçinin performans düşüklüğü nedeniyle işten çıkarılması 2025

   Türk Medeni Kanunu’na göre kural olarak kanunda aksine hüküm bulunmadıkça eşlerden her biri her türlü hukuki işlemi tek başlarına yapabilirler. Ancak ailenin ekonomik varlığının korunması için eşlerden birinin istemi üzerine diğerinin tasarruf yetkisi sınırlandırılabilir. 

  Yargıtay kararına konu olan bir olayda:

…Davalı erkeğin kumar ve bahis oyunları oynaması tek başına davalının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Davalı erkekten kaynaklanan, davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylemin varlığı kanıtlanamadığına göre…davacı kadının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir…Temyiz edilen hükmün…BOZULMASINA…karar verilmiştir.

Şeklinde karar verilmiş olsa da karşı oy yazısında bu durum eleştirilmiştir:

KARŞI OY: …davalı erkeğin sürekli kumar oynayarak aşırı miktarda borçlanıp borçlarını ödemediği, borçları, davacı kadının annesinin ödemek zorunda kaldığı, buna karşın davalı erkeğin kumar oynayıp borçlanmayı sürdürerek ailenin ekonomik durumunu tehlikeye düşürdüğü, tanık …’nın davalı erkeğe borç verdiği parayı alamayınca, davacı kadını bizzat arayıp alacağını ondan istediği ve davacı kadının bu borcu ödemek zorunda kaldığı, davalı erkeğin bu davranışlarının, davacı kadın üzerinde ekonomik şiddet boyutuna ulaştığı, sonuç olarak, eşine ekonomik şiddet uygulayan, kumardan dolayı borçlanıp eşini alacaklısıyla muhatap eden davalı erkeğin kusurlu davranışlarının…çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2015/22326 E. , 2016/15937 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE EŞİN ÇALIŞMAMASI

   Eşlerden birinin veya her ikisinin çalışmaması aile birliği içerisinde maddi güçlüklere, çalışan eşin aileyi geçindirme konusunda psikolojik baskıya, çalışmayan eşin kişisel olarak yetersiz hissetmesine yol açarak evlilik birliğinin devamını çekilmez hale getirebilmektedir. Bu durumda evlilik birliği eşin çalışmaması ve ekonomik şiddetin varlığıyla sonlanabilmektedir. 

   Eşin, meşru bir sebep olmadan çalışmaması, iş aramaması, düzenli olarak çalışmaması ya da uzun süredir çalışmadığı için geçimsizlik durumunun gündeme gelmesi de eşin çalışmamasını ekonomik şiddetin sebebi haline getirmektedir. Nitekim Yargıtay kararlarında da düzenli olarak çalışmamak boşanma sebebidir. 

   Yargıtay kararına konu olan bir olayda:

…davalı erkeğin düzenli ve uzun süreli olarak bir işte çalışmadığı, sürekli kendi iradesi ya da başka sebeplerle iş değiştirdiği, ortak hanenin zaruri ihtiyaçlarını davacı kadının karşılamaya çalıştığı, davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirme konusunda ihmalkâr davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir…boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…Temyiz edilen hükmün…BOZULMASINA… karar verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/16003 E. , 2018/5175 K.)

EKONOMİK ŞİDDET VE ZORLA ÇALIŞTIRMAK YA DA ÇALIŞTIRMAMAK

   Eşlerden birinin diğer eşin becerisi veya rızası dışında sadece mali kazanç sağlamak amacıyla zorla çalışmaya zorlaması veya eşlerden birinin diğer eşin çalışmasına engel olarak ekonomik özgürlüğünü kısıtlaması ekonomik şiddettin oluşmasına sebep olur. Bu durumda ekonomik şiddet nedeniyle boşanma davası açılabilir. Eşlerden birinin zorla çalışması ya da çalışmaması da ekonomik şiddet olarak kabul edilir. Zorla çalıştırılan veya çalıştırılmayan eş, ekonomik şiddet nedeniyle boşanma davası açabilir.

  Türk Medeni Kanun’a göre de eşlerden her biri evlilik birliğinin huzur ve yararını göz önünde tutmak suretiyle dilediği meslek ya da iş seçimini yapabileceğini hükme bağlamıştır.

 Nitekim Yargıtay bir kararında eşlerden birinin diğer eşi ‘zorla atölyede çalıştırmak istemesi’ni boşanma sebebi olarak görmüştür.      

SONUÇ

   Evlilik birliğinin sonlanmasında eşlerin birbirlerine karşı uyguladığı ekonomik şiddet oldukça geniş ele alınmaktadır. Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı ölçüde Türkiye’de fiziksel şiddetin yanında ekonomik şiddete de maruz kalan pek çok kadın vardır. Bu durumda eşler arasında adil bir ekonomik denge sağlanması evliliklerin daha sağlıklı ve dengeli olabileceği kanaatindeyim.

   Yukarıda incelediğimiz cimrilik, tutumluluk, birlik görevini yerine getirmemek, bağımsız konut sağlamamak, eve bakmamak, eşin çalışmaması, eşin zorla çalışması veya eşin çalıştırılmaması, borçlandırıcı davranışlarda bulunma durumlarında evlilik birliğinin temelden sarsılır ve bu sebeplerden birinin varlığı halinde eş, ekonomik şiddet nedeniyle boşanma davası açabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir